Kalp Nakli Nedir?

Kalp Nakli (Transplantasyonu) Nedir?

İlk kalp nakli 1960′ larda yapılmıştır ancak yüksek rejeksiyon (alıcı tarafından organın  reddi) nedeniyle kalp nakilleri bir süre duraklama yaşamış ve 1980’lerde bağışıklık sistemini baskılayacak yeni ilaçların kullanılma gir­mesiyle, kabul edilebilir bir ameliyat olmuş ve tekrar popülerlik kazanmıştır. Günü­müzde kalp nakli, yapılmadığında kalp yet­mezliğinden ölecek bir grup hastada umut vericidir. Günümüzde yapılan kalp nakille­ri organ bağışı sayısı ile sınırlıdır. En fazla sayıda kalp nakli yapılan Amerika Birleşik Devletleri’nde beyin ölümü kesinleşmiş, uygun kalbe sahip hastaların sadece %10 -20’si donör (organ vericisi) olabilmektedir. Buna rağmen bugüne kadar yaklaşık 50.000 kalp nakli gerçekleştirilmiştir.

Koroner bypass ameli­yatı için uygun olmayan, kalp adalesi zayıf koroner arter hastalıkları ve kardiyomyopati denilen kalp kasının bilinmeyen neden­lerle hasara uğradığı durumlarda gündeme gelmektedir.

Kalp kasındaki problem ilerledikçe kalp za­yıflar ve vücuda oksijenlenmiş kanı yeterli derecede pompalayamaz. Kalp daha fazla çalışmaya başlar ve bu ilave iş yükü nede­niyle büyür. Zamanla kalp yorulur ve vücu­dun en ufak pompalama ihtiyacını bile kar­şılayamayacak duruma gelir. Kalbi destek­lemek için ilaçlar, mekanik cihazlar ve di­ğer tedaviler kullanılabilir ve hastanın du­rumu iyileştirilebilir. Bu tedavi seçenekle­rinden fayda sağlanamadığında kalp nakli tek olasılık haline gelir. Kalp dışında başka bir tıbbi problemi olmayan 60 yaşından da­ha genç hastalarda iyi sonuç verir.

Amerikan Kardiyoloji Komitesi tarafından kabul edilen kalp nakli kriterleri /endikasyonları şunlardır:

A. Mutlak Transplantasyon Endikasyonları:

  1. Oksijen tüketiminin çok azaldığı du­rumlar.
  2. Bypass ile düzeltilemeyen ciddi kalp da­mar daralmaları.
  3. Tekrarlayan, tedaviye dirençli ventri-küler aritmiler.

B. İkinci derece Transplantasyon Endikasyonları:

  1. Oksijen tüketiminin günlük aktivitelerde sınırlanma yapacak düzeyde azal­dığı durumlar.
  2. Bypass ve anjioplasti ile düzeltileme­yen, tekrarlayan ve kontrol altına alı­namayan kalp damar daralmaları.
  3. Hastanın diyetine ve ilaçlarına dikkat etmesine rağmen sıvı birikmesine bağ­lı bozukluklar.

C. Transplantasyon Endikasyonu olma­yan hastalar:

  1. Kalp kasılma gücünün (ejeksiyon fraksiyonu, EF) ekokardiyografi ile %20 saptanan hastalar.
  2. Sınıf III veya IV kalp yetmezliği grubu­na girip çıkmış ilaçlardan yararlanan hastalar.
  3. Ventriküler aritmi öyküsü olan ancak ritim bozukluğu tekrarlamayan hasta­lar.

Bir hastanın transplantasyona ihtiyacı olup olmadığını gösteren birincil kriter, hasta­nın genel durumu ile birlikte değerlendiril­diğinde oksijen tüketimidir. Bu değer, has­tanın cinsiyet, yaş ve kilosuna bağlı olarak değişir.

Hastanın doktoru nakil ekibi ile iletişime geçer ve hastanın şimdiki durumu, fiziksel aktiviteleri, test sonuçları ve diğer önemli bilgileri alınır.

Nakil programına giren hasta uygun kalbin çıkması için bekler. Verici kalp listesinde bekleme kriterleri vardır. Bunlar kan tipi, verici ve alıcı arasındaki uyum, tıbbi du­rum, kalp naklini bekleyebilme süresidir. Kalp için bekleme sırasında değişiklik yapı­labilir. Hastaların durumu iyiye veya kötü­ye gidebilir, değişiklikler buna göre yapıla­bilir. Verici bir kalp bulunduğunda sağlık bakanlığına bildirilir ve işlemler buradan yürütülür. Verici için bekleme süresi nak­lin en zor kısmıdır.

Nakledilecek kalp vücut dışında 4 saat ka­dar güvenle bekletilebilir. Herhangi bir komplikasyonla karşılaşamadığı taktirde operasyon yaklaşık 3-3,5 saat kadar sürer. Ameliyat sonrası hasta 2-3 gün yoğun ba­kımda ve 1 hafta kadar da transplant ünite­sinde bir özel odada izlenir. Belirli aralıklar­la yapılan kalp adalesi biyopsileri ameliyat sonrası bakımın rutin parçasıdır. Dokunun reddedilmesi tehlikesine karşı erken önlem alma imkanı verir. Hastane çıkışından son­ra araları uzamak suretiyle poliklinik kon­trolleri devam eder.

Büyük umutlara rağmen nakledilen kalp ameliyat sonrası hemen erken dönemde ameliyat masasında yetmezliye girebilir. Geç dönemdeki kalp yetmezliğinin en önemli nedeni organın reddedilmesidir. Bunu gösterebilecek tek yöntem belirli ara­lıklarla yapılacak olan kalp kası biyopsileri­dir. Transplant hastalarının karşı karşıya kaldıkları diğer bir tehlike de enfeksiyona yatkınlıktır. Kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar hastaları, normal bireyler­de hastalığa yol açmayacak fırsatçı ajanlara hassas hale getirir. Bu ilaçların diğer önem­li bir yan etkisi de böbrek yetmezliği dir. Bütün bu risklere rağmen iyi bir bakım ve doktor tavsiyelerine uymak koşuluyla has­talar normal, üretken yaşamlarına devam edebilmektedirler. Bir yıllık sağ kalım %80 civarındadır. Bundan sonraki her yıl %4’lük bir ölüm oranı vardır.