Arı Alerjisi Nedir

Arı Alerjisi

Arılar; 100.000’den fazla çeşidiyle böcekler aleminin en geniş ailelerinden birini oluşturur. Günümüzde en çok karşılaşılan tür, Hymenoptera ailesidir. Bal arısı ve yaban arısının dahil olduğu bu tür, koloni olarak yaşar. Arı zehiri, hayvanın karın bölümünde bulunan özel bezlerden salgılanır ve iğnesinin dibinde bulunan zehir kesesinde toplanır. Bir kaç günlük yavru arıların zehir keseleri genellikle boştur. Buna karşın arı büyüdükçe zehir miktarı da artar. 20 günlük bir arı ömrü boyunca taşıyabileceği zehir miktarını kesesinde toplamıştır.

Erişkin bir bal arısı insanı soktuğunda iğnesi ile birlikte bazı iç organları da vücudundan koptuğundan, kendisi de ölmektedir. Ancak bazı yaban arısı türleri sokma esnasında iğnesini bırakmamakta ve bir çok kez sokabilmektedir. Bal arısının bir sokusunda 50 mikrogram, yaban arısının bir sokuşunda ise 5 mikrogram kadar zehir vücuda girer.

Arı sokmasına bağlı görülen alerjik reaksiyonlar zannedildiği kadar sık görülmemektedir. Değişik toplumlarda görülme sıklıkları %0.4 ile %5 arasında değişmektedir. Alerjik reaksiyon hemen her yaşta görülmekteyse de en sık 20 yaş civarındadır ve erkeklerde iki misli sıktır. Ancak sokma sonucu gelişen alerjik reaksiyonun ciddiyeti yaş ilerledikçe artmaktadır. En sık baş ve boyun bölgesi sokulmaları hayati tehdit yaratırsa da, vücudun her hangi bir yerinin sokulması alerjik reaksiyonu başlatabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yılda ortalama 50 ölüm bildirilmektedir.

Belirti ve Bulgular

Arının soktuğu yerde ani ve keskin bir ağrı duyulur, daha sonra burası kızarır ve şişer. Bu şişlik genellikle her hangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın bir-iki gün içinde kendiliğinden iyileşir. Daha ender olarak sokulan bölgede oluşan şişlik ve ağrı bir haftaya kadar devam edebilir ve tedavi gerektirir. Alerjisi olmayan kîşiler aynı anda bir çok arı tarafından sokulursa, ortaya toksik bir tablo da çıkabilir. Bu tablo baş ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik, ateş ve havale geçirmekten ölüme kadar gidebilir. Alerjisi olmayan normal bir kîşiyi aynı anda ortalama 500 arının sokması, kişinin toksik bir tablodan ölmesi için yeterlidir. Bu durumun çok ender istisnaları bulunmaktadır. Alerjik kişilerde belirtiler genellikle 5-15 dakika içinde başlar ve ne kadar erken başlarsa şiddeti de o kadar büyüktür.

Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterir. Alerjik reaksiyonlar en sık, yaygın ürtiker (kurdeşen), kızarıklık ve anjiödem (yaygın şişlik) şeklindedir.

Hayatı tehdit edici reaksiyonlar; solunum (nefes darlığı) ve kalp-damar sisteminin (kalpte ritim bozukluğu, şok) tabloya katıldığı zaman ortaya çıkar. Kalp ve akciğerlerin olaya katılmadığı, buna karşın anjiödem denilen doku şişliğinin boyun ve boğaz bölgesinde yerleştiği durumlarda da hayati tehlike bulunur. Ölüm sebebi kardiyovasküler şok ve

tansiyon düşüklüğüdür. Bazı kişilerde bağırsak spazmı, ishal ve aynı doğum sancısı gibi rahim spazmları da olabilir. Arı sokmasına bağlı ölümler en çok erişkin yaş guru

bunda görülmektedir. Bunun da sebebi; erişkinlerin genellikle altta yatan bazı hastalıklarının olması ve bu nedenle ağır biralerjik şoku kolayca atlatamamaları ve vücutlarının gençlere ve çocuklara göre daha dayanıksız olmasındandır. Amerika’da her

yıl bu nedenle ölen yaklaşık 50 kişinin ancak 3-4 tanesi 20 yaşından gençtir. Arı alerjisi olan kişilerin yarısı doktora geldiklerin de daha önce de buna benzer bir olayın hikayesini verirler, hastaların diğer yarısı ise arının ilk sokusunda alerjik reaksiyon geçirmiştir.

Daha önceden arı sokmasına bağlı önemli boyutta bir alerjik reaksiyon geçiren erişkin yaştaki bir kişinin tekrar arı soktuğunda hayati tehlike doğurabilecek alerjik bir durumla karşılaşma riski epey yüksektir. Çok daha ender olarak arı sokması sonrasında beyin kanaması ve ödemi, bazı kan pıhtılaşma bozuklukları, periferik nöropati (sinir hastalığı), bazı deri reaksiyonları ve serum hastalığı denen önemli tablolar ortaya çıkabilir.

Tanı

Bal arısı ve yaban arısının zehirindeki antijenler kullanılarak deri ve kan testleri yapılır. Testlerin amacı vücutta bu zehirlere karşı oluşmuş özel immünglobulin E (İgE) tipinde antikorların olup olmadığının açığa kavuşturulmasıdır. Eğer hastanın öyküsü ve testleri olayın İgE antikorları ile oluştuğunu gösteriyorsa, aşı tedavisi (immünoterapi) gündeme gelebilir.

Arı alerjisi olan kişilerin uyması gerekli bazı kurallar vardır. Bu kurallar;

  1. Arılardan mümkün olduğunca kaçınmak ve onları davet etmemek (yazın pazar

alışverişi, bahçede dolaşmak, açık yerde yemek ve meyve yemek, piknik, yakaya çiçek takmak, parfüm sürmek, çiçekli ve parlak desenli elbiseler giymek, insanın ter kokusunu etkileyebilecek hoş kokulu meyve suyu ve gazoz içmek, hoş kokulu sabun ve şampuan kullanmak),

  1. Tatile gittiğinizde çevrede arı kovanı olup olmadığını kontrol edin.
  2. Sakın bir yaban arısını kovanı civarında öldürmeyin. Bu esnada arının salacağı bazı kokular diğerlerini üzerinize çekecektir.
  3. Unutmayın terlemek bütün böcekler için çok çekicidir.
  4. Çıplak ayakla yürümeyin. Mümkünse dış ortamda pantolon ve uzun kollu gömlekle dolaşınız. Bahçe ile uğraşmayı seviyorsanız ya bu alışkanlığınızı değiştirin ya da bahçedeyken şapka ve eldiven kullanın.
  5. Arıların hoşlanmadığı renk kahverengidir, bu renk giyinin.
  6. Yaban arıları genelde saldırgandır. Balarıları ise genelde sakin olup ancak kızdırıldığında

saldırganlaşırlar. Havalar ısındıkça her çeşit arının saldırganlığı artar.

  1. Sizi balarısı soktuğunda iğnesi kalmıştır ve bu iğneyi elinizle çıkarmaya uğraşmayın. Çünkü iğnenin ucunda bulunan keseyi bu esnada sıkarak, daha çok zehirin vücuda girmesine neden olabilirsiniz. İğneyi mümkünse bir büyüteç ve cımbızla çıkarmak en iyisidir. İğne deri üzerinde durduğu sürece ucundaki keseden deri içine zehir akacağından iğneyi de bir anönce çıkarmakta yarar vardır.
  2. Ağız çevresi sokmalarında iğneyi bir dok

tor çıkarabilir veya bu durumda mutlaka

bir doktor görmelidir.

Tedavi

Kesin arı alerjisi olan kişiler yanlarında ilk yardım için adrenalin (epinefrin) bulundurmalıdır. Bu ilaç günümüzde otomatik enjektör şekliyle bulunmaktadır.

Otomatik enjektör acil durumlarda elbise üzerinden dahi kolayca yapılabilmekte, aynı bir dolmakalem gibi olup uç kısmı vücuda bastırıldığında otomatik olarak iğne çıkmakta ve bir dozluk ilaç yine kendiliğinden vücuda verilmektedir. Ayrıca bu kişiler yanlarında antialerjik tabletler (antihistaminik) de taşımalı ve bu esnada bunları da kullanmalıdırlar. Ayrıca sokma yerine soğuk tatbiki, ağrı kesiciler ve gerektiğinde kortizonlu ilaçlar da tedavinin diğer kısmını oluşturur. Astımı olan hastalar bu esnada astım atağına girebilir, bu nedenle yanların da nefes açıcı spreyler bulundurmaları gerekmektedir. Bu önerilen ilk yardım sonrasında kişiler en yakın bir sağlık merkezine başvurmalıdır. Arı alerjisi olan kişilerin bir bölümüne bir alerji uzmanının gerekli görmesiyle immünoterapi başlanabilir. Günümüzde immünoterapide sadece standardize arı zehirinden hazırlanmış ekstraktlar

kullanılmakta ve yüksek oranda başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bu tedavi yönteminin nasıl etki gösterdiği ve süre konusu halen tartışmalıdır. Genelde deri ve kan testleri ile gösterilen arıya özgü antikorların, bu testlerle tesbit edilemez düzeye gelene ka -dar, tedaviye devam edilmektedir (ortalama 3-5 yıl). Genelde bu tedavi esnasında %20-40 hastada çeşitli tipte alerjik reaksiyonlar (bazen hayati tehlike yaratabilen bo -yutta) görülebileceğinden, injeksiyonlar sadece bir alerji kliniğinde ve alerji uzmanı bir doktor tarafından yapılmalıdır.

 

Yorum yapın