Bel Ağrısı ve Bel Fıtığı
Bel ağrısı toplumda soğuk algınlığı kadar sık rastlanan bir sorundur. Her on erişkinden sekizi hayatının herhangi bir evresinde bel ağrısı ile tanışır. Bel bölgesinde beş adet omur, bunların arasındaki yumuşak yapıdaki dairesel çıkıntılar (diskler), omurlar arasındaki eklemler, omurları birbirine bağlayan güçlü bağlar, kaslar, omurlar arasından çıkarak bacaklara giden sinirler bulunur. Bel ağrısı bu yapılardan herhangi birinden kaynaklanabilir. Ayrıca karın içi organlardan kaynaklanan yansıyan veya kalçadan yukarıya yansıyan ağrılar da bel ağrısı nedeni olabilir. Bel ağrılarının büyük çoğunluğu basit ağrılar denilen, bir-iki hafta içende kendiliğinden geçen ağrılardır. Hastaların %5-10’unda ise ağrı ciddi sorunlardan kaynaklanabilir ya da süreğenleşebilir.
Risk Faktörleri
Bel ağrılarının nedeni çok faktörlüdür. Sigara kullanımı, uzun süre ayakta durma, ağır kaldırma, şişmanlık, süreğen öksürük ve bel-karın kaslarında zayıflık bel ağrısı riskini artırır. 35–55 yaşlar arasında risk en yüksektir. Bel ağrısı nedeni yaşlara göre de değişiklik gösterir. Küçük çocuklarda iltihabı hastalıklar ve bazı urlar (tümörler) gibi ciddi sorunlar be ağrısına neden olurken, daha büyük çocuklarda ilk sırayı travmalar almaktadır. 30-60 yaş grubunda disk sorunları, yaşlı grupta ise eklemlerin yapısının bozulduğu bazı hastalıklar (dejeneratif eklem hastalıkları) başlıca bel ağrısı nedenleridir.
Bel Ağrısı Nedenleri
- Doğuştan kusurlar
- Mekanik sorunlar
- Travma
- Belin yapısında bozukluk meydana gelen bazı hastalıklar (belin dejeneratif hastalıkları)
- Romatizma yapan hastalıklar
- Kemik metabolizması ile ilgili hastalıklar
- Kas ve zar yapısının ağrılı hastalığı (miyofasiyal ağrı sendromu)
- Gebelik
- Urlar
- İltihabi bazı hastalıklar
- İç organlardan yansıyan ağrılar
- Ruhsal bazı hastalıklar
Bel ağrısında Ne zaman hekime başvurmalı?
- Ağrı düşme/çarpmaya bağlı olarak ortaya çıkmışsa
- Ağrı 72 saatten uzun sürüyorsa
- Ağrı sürekli, şiddetli ve özellikle geceleri oluyorsa
- Bel ağrısı aşağıya doğru bacağa yayılıyorsa
- Bacaklarda uyuşma ve kuvvetsizlik varsa
- Kilo kaybı ve ateş varsa
- Karın ağrısı ve zonklama ile birlikteyse
- Bir saatten uzun süren sabah tutukluğu varsa
- Kişi 50 yaş üzerinde ise (mutlaka hekime başvurmak gerekir)
- İdrar ya da dışkının tutulamadığı durumlarda (bu durumda da zaman kaybetmeden hekime başvurmak gerekir)
Tanı
Hekim bel ağrısı ile ilgili detaylı bir araştırmanın ardından yine detaylı bir fizik muayene yapar. Fizik muayene nörolojik testleri ve özel kas-iskelet sistemi muayenesini içerir. Bu şekilde olası tanı listesi daraltılarak laboratuar testlerine geçilir. Doktorunuz sizden röntgen, kan biyokimyası, romatizmal testler, EMG, MRI, kemik sintigrafisi gibi testlerden biri ya da birkaçını aşama aşama isteyebilir.
Tedavi
Çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilen bel ağrılarında tedavi tanıya bağlı olarak değişkenlik gösterir. Basit bel ağrılarında ani başlangıcın olduğu dönemde istirahat ilk tedavidir, ancak genellikle 2-5 günü geçmesi önerilmez. Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar sıklıkla kullanılır. Sıcak uygulama, elektro terapi, ultrason gibi fizik tedavi yöntemlerinden yararlanılır. Daha sonra bel karın bölgesi kaslarını güçlendirmeye yönelik ve kalp-damar uygunluğu artıcı egzersizlere geçilir.
Belirli durumlarda korse kullanımı gerekebilirse de bel ve karın kaslarını zayıflatacağından uzun süreli korse kullanımından kaçınılmalıdır.
Cerrahi tedavi çok az sayıda hastada gerekli bir tedavidir. İlerleyici sinir sıkışması bulguları varlığında, diğer tedavilere cevap alınamadığı durumlarda cerrahi tedavi uygulanır.
Bel Ağrısından Korunma
Yürüme, yüzme ve egzersiz bisikleti ile yapılan aerobik egzersizler kas kuvveti ve dayanıklılığını artırarak kasların çok daha iyi çalışmasına, dolayısıyla bel ağrısından korunmaya yardımcıdır. Bel ve karın kaslarının kuvvetli ve dengeli olması bu kasların doğal bir korse gibi beli korumalarını sağlar. Sigara içilmemelidir. Sigara yapılarında oksijen düzeyini azaltarak iyileşme sürecini olumsuz yönde etkiler. Vücut ağırlığının normalden fazla olduğu durumlardan kaçınılmalıdır. Oturma, ayakta durma ve ağırlık taşıma gibi aktivite doğru yapılmalı, ergonomi kurallarına uyulmalıdır. Uygun yatak kullanılmalıdır. Düşmelere karşı önlem alınmalıdır.
Bel Fıtığı Nedir?
Bel bölgesinde beş adet omur bulunur. Omurların arasında, onları birbirine bağlayıp, hareketlerini rahatça yapmasını sağlayan ve vücuda dışarıdan gelen yükleri dengeli bir şekilde dağıtmaya yarayan, esnek kıkırdaktan yapılmış yastıklar (disk) vardır. Bu yastıkların dış kılıfının yırtılması ve iç kısımlarında bulunan daha yumuşak kıkırdağın bacağa giden sinirlere bası yapması ile ortaya çıkan hastalığa bel fıtığı adı verilir.
Yaş
Her yaşta görülebilir. Fakat en sık 20-50 yaş grubunda görülür. Çocukluk çağında bel fıtığına çok nadir rastlanır.
Risk Faktörleri
Az hareketli yaşam tarzı, memur, veznedar, bilgisayar operatörü gibi masa başı görevleri, yanlış oturma ve ayakta durma alışkanlıkları, fazla kilolu olmak, ağır şeyler kaldırmak, ısınma hareketleri yapmaksızın ağır bedensel faaliyette bulunmak, ağır sporlar (halter, judo, kürek, vb), bilinçsiz spor yapmak, sigara kullanımı ve aşırı alkol tüketimi başlıca risk faktörleri arasında sayılabilir.
Belirti ve Bulgular
İnsanların hemen hepsi hayatlarının bir döneminde şiddetli diye tanımlayacağı bir bel ağrısı çekmiştir. Ancak bu bel ağrılarının çok az bir kısmının gerçek nedeni bulunabilir. Nedeni bulunabilen bel ağrılarının %1-3 kadarında sinirlere bası olduğu ve bunların da %l-2 kadarının da bel fıtığı olduğu bilinir. Bel fıtığının ilk belirtisi bel ağrısıdır. Bel ağrısı, fıtığın durumuna göre kısa veya uzun bir süre devam eder. Bu dönemde ağrı nedeniyle hastaların bel hareketleri kısıtlanmıştır. Hastalar eğilme, çömelip kalkma gibi hareketleri yapmakta zorlanırlar. Daha sonra bel ağrısı yerini bacak ağrısına bırakır.
Fıtığın yerine göre; sağ veya sol bacakta, kalçadan başlayıp bacağın arka yüzünden dize kadar uzanan, diz hizasında bacağın dış yan yüzüne geçip ayağa kadar inen ağrı başlar. Bu ağrıya siyatik ağrısı adı verilir. Ağrı, öksürmek ve ıkınmakla şiddetlenir. Bacak ağrısının başlaması fıtığın bacağa giden sinirlere bası yapmaya başladığının habercisidir. Vücudu ağrıyan bacağın karşı tarafına, nadiren de ağrı tarafına eğmekle hastanın ağrısı hafifler. Bu durum hastalarda omurga eğriliklerine yol açabilir. Bu dönemdeki hastalarda oturmak, ayakta durmaktan daha ağrılıdır ve hastalar ayakta durmayı oturmaya tercih ederler. Yine bu dönemde ağrı kesici ilaçlar pek faydalı olmaz ve ağrılar hastayı hekime başvurmaya zorlar. Bacak ağrısının başlamasıyla birlikte veya bir müddet sonra ağrının olduğu tarafta ayak hareketlerinde kuvvet kayıpları, ayak ve bacağın bazı bölgelerinde karıncalanma uyuşma gibi his kusurları ortaya çıkar. Fıtığın durumuna göre bazı hastalarda mesane kontrolü bozulabilir ve buna bağlı olarak idrar kaçırma veya idrar yapamama gibi problemlerle birlikte, özellikle erkek hastalarda cinsel fonksiyonlarda bozulma görülebilir. Bacaklara giden sinirler üzerindeki basıya sebep olan fıtığın tedavi edilmediği veya tedavide gecikildiği durumlarda bacaklarda kas erimesi (kas atrofîsi) görülebilir.
Tanı
Bel fıtığının tanısı muayene ile konur. Muayenede bel fıtığından şüphelenilen hastaya bel bölgesinin Manyetik Rezonans incelemesi yapılır ve bu inceleme ile muayene bulguları birleştirilerek hastanın tedavisine yön verilir. Manyetik Rezonans (MR) incelemesi bel fıtığını en iyi gösteren radyolojik araçlardan biridir. Bel fıtığı ile karışan diğer hastalıkları bel fıtığından ayırmak için kanda iltihabi olaylarda yükselen bazı maddelere (sedimentasyon ve CRP) ve bazı hastalıkların belirteçlerine Brucella aglütinasyonu, ASO, RF) bakmak gerekebilir.
Tedavi
Hastanın muayene bulguları tedavi seçiminde yol göstericidir. Bel bölgesine yapılan MR tetkikinde fıtık görülmesi hastanın mutlaka ameliyat edilmesini gerektiren bir durum değildir. Hastanın muayenesinde kuvvet ve his kaybı çok belirgin değilse, muayene bulguları da bacağa giden sinirlere olan basının çok kuvvetli olmadığını telkin ediyorsa, bu hastalar birkaç gün mutlak yatak istirahatı, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar verilerek ve sık aralıklarla doktor kontrolüne çağırılarak izlenir. İyileşme belirtileri gösteren hastalar bel egzersizleri ile ameliyat dışı (konservatif tedavi) tedaviye alınırlar. Pek çok hasta bu şekildeki konservatif tedavi ile iyileşir ve cerrahi tedaviye ihtiyaç duymaz. Fakat muayenede kuvvet kaybı fazlaysa ve muayene bulguları bacak ve ayağa giden sinirlerde basının şiddetli olduğu izlenimi veriyorsa, bütün bunlara ek olarak hastada muayene bulgularım destekler nitelikte MR tetkik bulguları da varsa hastaya ameliyat teklif edilir.
Ayaktaki kuvvet kaybı çok ileri seviyede ise, idrar kaçırma veya yapamama şikâyeti varsa veya şiddetli ağrı kesicilere rağmen ağrı geçmiyorsa bu hastaların acil ameliyat edilmesi gerekir. Aksi takdirde ayaktaki kuvvet kaybının veya idrar yapmanın istemli olarak kontrolü geri dönüşümsüz (irreversbl) olarak kaybedilebilir.
Bel Fıtığı Ameliyatı
Genel anestezi altında yapılır ve bel bölgesine orta hattan yapılan küçük bir kesi ile (3-5 cm uzunluğunda) girilerek mikroskop eşliğinde sinire bası yapan fıtıklaşmış doku parçası çıkartılır. Hastalar ameliyattan hemen sonra bacak ağrılarının geçtiğini ifade ederler. Ameliyattan sonraki gün sabah kalkıp yürüyebilen hastalar, normal hayatlarına ameliyatı takip eden 1-2 hafta içerisinde dönerler.
Seyir
Cerrahi dışı tedavi alıp iyileşen hastalar bel egzersiz hareketlerini düzenli olarak yapar, oturup-kalkma, ağırlık kaldırma gibi konularda kendilerine önerildiği şekilde davranırlarsa hastalık tamamen düzelebilir. Ameliyat geçirmiş hastaların da bel egzersiz hareketlerini düzenli olarak yapması, oturup-kalkma, ağırlık kaldırma gibi konularda dikkatli olması önerilir. Bu önerilere uyulması ameliyatın olumlu etkilerini güçlendirir.
Mikro cerrahi yöntemle yapılan bel fıtığı ameliyatlarının başarı şansı yüksek, iyileşme süresi kısadır.