Beslenme Çeşitleri, Dengeli Beslenme

Beslenme Çeşitleri, Dengeli Beslenme

İnsanın büyüme, gelişme, sağlık­lı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli besin öğelerini yeterli miktarda alıp vücudunda kullanmasıdır. Sağlığın te­meli yeterli ve dengeli beslenmedir. Sağlı­ğın korunmasında ve hastalıkların önlen­mesinde besin öğelerinin her birinin yeter­li miktarda alınması vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli enerjinin sağlanması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumu yeterli ve dengeli bes­lenme deyimi ile açıklanır. Besin öğeleri vücudun gereksinmesi düzeyinde alınmaz­sa, yeterli enerji oluşmadığı ve vücut doku­ları yapılanmadığından yetersiz beslenme durumu oluşur. İnsan gereğinden fazla be­sin alırsa çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak biriktiğinden sağlık için zararlıdır. Bu durum dengesiz beslenme olarak tanım­lanır.

Yeterince yenmesine karşın uygun seçim yapılamadığı ya da yanlış pişirme yöntemleri uygulandığında besin öğelerin­de kayıplar meydana gelebilir ve bu besin öğeleri vücuda alınmadığı için vücut çalış­masında o besin öğesinin yetersizliğine bağlı sağlık bozulabilir. Bu durum da den­gesiz beslenmedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme bir çok hastalığın doğrudan ne­deni olduğu gibi, bazı hastalıkların da kolay yerleşmesi ve ağır seyretmesinde önemli rol oynar. Yetersiz ve dengesiz beslenme­de zihinsel ve bedensel gelişmede gerilik meydana gelmektedir. Ayrıca vücut ağırlı­ğının boy uzunluğuna ve yaşa göre fazla ol­ması, yani şişmanlık (obezite) de genellikle dengesiz beslenmenin bir belirtisidir ve hastalık olarak kabul edilmektedir. Yetersiz beslenmenin etkilediği grupların başında, bebek ve çocuklar, gençler, doğurganlık çağındaki kadınlar, gebe ve emziren kadın­lar, yaşlılar gelmektedir. Erişkinlerde şiş­manlık ve zemin hazırladığı hastalıklar önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Den­gesiz beslenmenin önlenmesinde beslen­me eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük önem taşımaktadır.

Besin Öğeleri

Yenilebilen ve yenildiğinde yaşam için gerekli besin öğelerini sağlayan bitki ve hayvan dokuları besin olarak ta­nımlanır. Gıda, yiyecek gibi kelimeler besi­ne eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Be­sinlerin içinde bulunan karbonhidrat, pro­tein, yağ, vitamin ve minerallere de besin öğeleri denir. İnsanların gereksinmesi olan besinlerin bileşiminde 50’ye yakın besin öğesi kimyasal yapılarına ve vücuttaki et­kinliklerine göre iki temel gruba ayrılabil­mektedir:

  1. Makro besin elementleri: proteinler, kar­bonhidratlar, yağlar.
  2. Mikro besin elementleri: vitaminler (yağ­da ve suda eriyen vitaminler) ve mineral­lerdir.
  3. Ayrıca, su, besinlerin sindirimi, dokulara kullanılması sonu­cu oluşan zararlı öğelerin atılması ve vü­cut ısısının düzenlenmesi için gereklidir.

BESİN GRUPLARI

Her besin, içinde bulunan besin öğeleri açısından farklılık gösterir. Ancak bazı besinler, besleyici değerleri açı­sından benzer olmaları nedeniyle birbirleri­nin yerine geçebilirler. Besin ve Beslenme Konseyi, besinlerin dört grup altında top­lanmasının uygun olacağını belirtmiştir. Konsey 1985 yılında besinlerin piramit gösterilmesinin ve piramidin alt ta­banında çok tüketilecek, üst kısmında ise az tüketilecek besinlerin gösterilmesinin toplumların beslenme konusunda bilinç­lendirilmesinde kolaylık sağlayacağı görü­şü ile “Besin Piramidi” kullanımını öner­miştir. Ülkeler, kendi yemek alışkanlıkları ve koşullarına göre piramitte değişiklik ya­pabilmektedirler. Ülkemizin besin üretimi ve beslenme durumu dikkate alınarak gün­lük alınması gereken temel besinlerin plan­lanmasında dört besin grubu kullanılması­nın daha uygun olduğu ve dört yapraklı yonca ile ifadesi uygun bulunmuştur. Bu gruplar;

  1. Süt ve ürünleri,
  2. Et, yumurta, kuru baklagiller,
  3. Sebze ve meyveler,
  4. Ekmek ve tahıllardır

Günlük beslenme sırasında; dört temel be­sin grubunun çeşitliliği kadar, aynı grupta yer alan besinlerin de çeşitliliği sağlanmalı­dır.

Yaşlılarda Beslenme

Yaşlılık döneminde beslenme durumu, yaşlanma sü­reci boyunca vücutta meydana gelen değişikliklerden, süreğen hastalıklardan, kulla­nılan ilaçlardan, fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik durumdan etkilenir. Yaşlılarda beslenme planlanırken hem sıklıkla karşıla­şılan besin öğesi yetersizliği durumunun düşünülmesi, hem de süreğen hastalıkların önlenmesi dikkate alınmalıdır. Yaşlılarda yetişkin bireylerden farklı olarak besin alı­mını etkileyebilecek faktörlere de dikkat edilmelidir.

Mide-bağırsak sistemi hareket­lerinin ve mide asit salgısının azalması, mi­denin boşalma hızının gecikmesi yaşlının beslenme durumunu etkiler.Görme kaybı, tat ve doku duyularının azalması besin seçi­mini sınırlandırır, besin tüketimini azaltır. Diş kaybı, takma dişler, çiğneme ve yutma güçlüğü, hareketsiz yaşam da yaşlının be­sin tüketimini olumsuz yönde etkileyebilir. Yanlış beslenme alışkanlıkları, satın al­ma zorlukları, gelir durumundaki yetersiz­lik, yiyeceğe ulaşamama, yiyeceği hazırla­ma ve saklama zorlukları beslenme düzeyi­ni olumsuz yönde etkileyen etkenler ara­sındadır. Bunama, depresyon, yalnız yaşam bireyin besin tüketimini azaltır. Yaşlı birey­lerde kemik erimesi (osteoporoz), kalp-damar  hastalıkları, yüksek tansiyon, kanser gibi birden fazla süreğen hastalığın aynı an­da bulunması nedeniyle sürekli olarak ilaç kullanımı hem beslenme hem de ilaç meta­bolizması açısından önemlidir. Yaşlı birey­lerin, yetişkinlerle aynı besin öğelerine (protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler, mi­neraller ve su) ancak farklı miktarlarda ge­reksinimleri vardır .

Yaşlılarda bazı besin öğesi gereksinmeleri*

Besin Öğeleri

Günlük Gereksinim

Enerji (kkal/kg) 30
Protein (g/kg) 0.9-1.1
Yağlar (% enerji) >30
Kalsiyum (mg) 800-1200
Demir (mg) 10
Çinko (mg) Erkek: 4.2-14.0
Kadın: 3.0-9.8
Folat (mcg) 400
B12 vitamini (mcg) 2.5
D vitamini (mg) 10-15
C vitamini (mg) 60-100
A vitamini (mcg) 600-700
E vitamin (IU) 100-400
*Keep Fit For Life, VVHO-Tufts Unv. Malta, 2002

Yaşlılık Döneminde Beslenme İlkeleri

  1. Her öğünde dört temel besin grubundan (süt, ve ürünleri; et-yumurta-kuru bakla­giller; sebze ve meyve; ekmek ve tahıl­lar) besinler bulunmalı ve besin çeşitlili­ği sağlanmalıdır. Böylece yaşlı bireyin te­mel gereksinimi olan protein, karbon­hidrat, yağ, vitamin ve mineraller ile po­sa sağlanmış olur.
  2. Öğünler üç ana, üç ara öğün olacak şekil­de düzenlemelidir. Böylece öğünlere dü­şen yiyecek miktarları azaltılarak sindi­rim güçlükleri önlenmiş olur.

3. İdeal vücut ağırlığı korunmalıdır. Şiş­manlık ya da zayıflık hastalık riskini arttı­rır.

4. Sıvı tüketimi artırılmalıdır. Günde en az 8-10 su bardağı (1500 ml.) sıvı tüketilme­lidir. Fazla miktarda çay, kahve tüketil­memelidir. Kafeinli içecekler yerine bit­kisel çaylar, ıhlamur, taze meyve suları, ayran, komposto, çorbalar yaşlılar için uygun içeceklerdir.

5.Kalsiyum içeriği yüksek olan besinler tü­ketilmelidir. Yağı azaltılmış ya da yağsız süt ve ürünleri tüketilmelidir.

6. Margarin, tereyağı, kuyruk yağı gibi katı yağların tüketimi kan kolesterol seviyesi­nin yükselmesine neden olur., kalp da­mar hastalıkları için risk oluşturur. Kır­mızı et yerine, tavuk, balık, hindi eti ter­cih edilmelidir. Günlük yağ tüketiminin 1/3’Ü hayvansal kaynaklı, 1/3’Ü ay çiçek, mısırözü, soya yağı vb., 1/3’ü ise zeytin­yağından karşılanmalıdır.

7. Günlük tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır. Tuz miktarı günlük bir tatlı kaşığından

(4-5 gram) fazla olmamalıdır. Turşu sala­mura, salça, konserve gibi sodyum içeri­ği yüksek besinleri tüketmekten kaçınıl­malıdır.

8. Şeker, şekerli besinler ve hamur tatlıları­nın tüketimi sınırlandırılmalıdır.

9. Besinlerin hazırlanması, pişirilmesi sıra­sında oluşabilecek risklere dikkat edil­melidir. Yiyecekler kızartma ve kavurma yerine haşlama ya da ızgara yöntemleri ile pişirilmelidir.

10. Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.

11. Düzenli fiziksel egzersiz yapılmalıdır.

12. Ağız ve diş sağlığına dikkat edilmelidir.

Beslenme Destek Tedavisi

Eğer bir hasta tıbbi bir sorun nedeniyle yemek yiyemiyor ve yutamıyorsa vücudun ihtiyaçlarını sağla­mak için beslenme desteğine ihtiyaç du­yar. Buna yapay beslenme veya beslenme destek tedavisi adı verilir. Mide-bağırsak sistemi ameliyatları, büyük yaralanmalar, koma, nörolojik hastalıklar beslenme des­tek tedavisi gerektiren hallere örnek olarak sayılabilir. Hasta ağız yoluyla bir miktar beslenebiliyor, fakat ihtiyacının tamamını bu durumda ağız yoluyla ek beslenme sıvılarının verilmesi yapay beslenme değil, ağız yoluyla tamamlama te­davisi adını alır. Beslenme destek tedavisi çoğunlukla geçici bir süre uygulanır ve hastanın iyileşmesi sonrası kesilir. Bazen bitkisel hayat örneğinde olduğu gibi süre­siz yapılması gerekebilir.

Beslenme destek tedavisi 2 yolla yapılabi­lir:

1.Mide bağırsak sistemi yoluyla (enteral) beslenme: Burada bir tüp yardımıyla besinlerin doğrudan mideye veya mide­nin daha ilerisine verilmesi söz konusu­dur. Genellikle burundan takılan ve alt ucu mide (nazogastrik) veya onikipar-bağırsağında (nazoduodenal) olan ince beslenme tüpleri kullanılır. Diğer bir yöntem de tüplerin burundan değil doğrudan deriden geçilerek mide (gastrostomi) veya incebağırsak (jejunostomi) içine yerleştirilmesidir.

2. Damar yoluyla (parenteral) beslenme: Normalde besinlerin sindirimi ve emilimi mide-bağırsak sistemi içinde olur. Bu sistemin işlev görememesi halinde da­mar içinden beslenme yapılması gerekir. Kısa süreli beslenme destek tedavisinde kol damarları kullanılabilir. Bu, damar­dan sıvı verilmesine benzer bir uygula­madır. Uzun sürebilecek beslenme des­tek tedavisinde boyun veya köprücük kemiği altı damarlarından takılan ve ucu kalbe giren büyük toplar damarda (vena kava) olan özel kateterler kullanılır. Ba­ğırsakların kayıbına yol açan bazı hasta­lıklarda, evde uzun süreli parenteral bes­lenme destek tedavisi gerekebilir. Gerek enteral, gerekse parenteral beslenme sı­vılarının içinde vücûdun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tüm besin öğeleri bulunur. Karbonhidratlar, yağlar, prote­inler, vitaminler, elektrolitler ve su bir halinde verilir.

Yararları

Herhangi bir nedenle beslene­meyen hastalarda bir süre sonra beslenme yetersizlikleri, işlev bozuklukları ve ölüm gerçekleşir. Ayrıca, çoğu hastalık halinde vücudun besin ihtiyaçları artar. Bu ihtiyaç­ların karşılanamaması iyileşmeyi geciktirir veya tamamen engelleyebilir.  Beslenme destek tedavisi planlanırken öncelikle mide-bağırsak sisteminin kullanıldığı enteral beslenme desteği tercih edilir. Bu normal işleve daha uygundur. Bağırsak tıkanıklığı, karın içinde iltihap gibi nedenlerle bu sis­temin kullanılamaması halinde damar yo­luyla beslenme desteği tercih edilmelidir. Uygun beslenme tedavisi ile iyileşme hız­lanmakta ve hastalığa bağlı ölümler azal­maktadır. Her hastanın durumu farklı oldu­ğundan beslenme destek tedavisi, hastanın ve hastalığın özelliklerine göre planlanır.

Riskler

Her tedavinin olduğu gibi beslen­me destek tedavisinin de riskleri vardır. Öncelikle ağız yoluyla yeterli beslenebile­cek hastalarda beslenme destek tedavisi ya­pılmamalıdır.  Enteral destek tedavisinde, başın yukarıda tutulması, beslenme sıvıları­nın akciğere kaçmasını engellemek için çok yararlıdır. Damar içi beslenmede en­feksiyonlar başta olmak üzere riskler daha fazladır. Bu nedenle beslenme destek teda­visi yapılan hastalar yakından izlenmelidir.