Demans (Bunama) nedir?
Demans kişinin sosyal ve mesleki yaşantısını etkileyecek ve eski yaşantısına göre gerilemeye yol açacak derecede zihinsel fonksiyonlarda bozulma ile giden ilerleyici (çok ender olarak ani gelişen) bir beyin hastalığıdır. İleri yaş grubunda sık görülen hastalıkların en önemlilerinden biri demanstır. Unutkanlıktaki ilerlemenin, yanlış bir inanışla, yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi demansın erken evrede teşhis edilmesini güçleştirmektedir.
Demans, gerek kişide neden olduğu ciddi durumlar ve hastaya bakan kişilere yüklediği ağır yük nedeniyle önemli bir halk sağlığı problemidir.
Yaşlanmayla birlikte, beyindeki bir takım değişmeler sonrası oluşan bellekte bozulma (yakın döneme ait hafızada güçlükler) yanı sıra, konuşma, söylenen şeyleri ya da daha önce bilinen şeyleri yapamama, çevresindeki eşya ve varlıkları tanıyamama; hesaplama, plan yapma, yürütme, sorunları çözme, davranışları yeri geldiğinde sonlandıra-uygun yargıda bulunma gibi becerilerde kayıplar ile kendini gösteren ilerleyici bir rahatsızlıktır.
Çeşitli ülkelerden farklı görülme sıklığı verilmiş olsa da genel olarak 65-74 yaş aralığında %5-6, 75-84 yaş aralığında %20-22, 85 yaş ve üstünde %40-50 olduğu, daha ileri yaş gruplarında bu sıklıkların daha da yükseldiği bilinmektedir.
Nedenleri
Demans 100’den fazla sebebin ortaya çıkardığı ortak bir klinik tablodur.
Alzheimer hastalığı en sık nedendir. Demans olgularının %60-70’inde neden alzheimer hastalığı olup; %10-20’si beyin damar hastalıkları (kanama, hipoksi, ve damar tıkanmaları), ve %10’u da diğer nedenlere bağlı oluşmaktadır. Sinir sisteminin bir çok yozlaştırıcı (dejeneratif) hastalıkları, metabolik hastalıklar, özellikle B grubu vitamin yetmezlikleri, kronik İlaç-alkol alımı, toksinler, santral sinir sistemi enfeksiyonları, beyin tümörleri ve kafa travması demans nedenidir.
Belirti ve Bulgular
Demansın önde gelen bulgusu bellek (hafıza) bozukluğudur. Yeni bilgiler edinme ve öğrenme yeteneği yakın bellekle ilgilidir. Buna karşın çok daha önceden kazanılan bilgilerin uygun yer ve zamanda kullanılabilmesi uzak bellek işlevlerinin normal olması ile sağlanabilir. Demansta hem yakın bellek bozukluğu, hem de uzak bellek bozukluğu bulunur. Demansın ilk evrelerinde yeni olayları ve bilgileri anımsama bozulur. Hastalar yeni isimleri öğrenmekte güçlük yaşarlar, sık sık eşya kaybederler, aynı soruları tekrar tekrar sorarlar. Oysa çok eski olayların oldukça iyi anımsandığı gözlenir. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte uzak bellek de bozulur.
Demans yalnızca bellek bozukluğu ile karak-terize değildir. Bir süre sonra yargı bozukluğu da tabloya eklenir. Alışveriş ve para hesabında yardıma ihtiyaç duyarlar. Daha sonraki evrede bellekteki yıkım belirginleşir. Hasta artık destek olmaksızın yaşamını tek başına idare edemeyecek duruma gelir. Günlük yaşamdaki önemli olayları; yakın arkadaşlarının, hatta aile üyelerinin isimlerini bile unutur. Bu evrede davranış bozuklukları, sanrılar ve kişilik değişiklikleri ortaya çıkar. Son evrede hastalar tüm kapasitelerini yitirmiş olup ağır bir yıkım söz konusudur. Eşlerini tanımazlar. Kendi isimlerini bile unutmuşlardır. Tüm sözel yetenekler, motor beceriler kaybolmuştur. Günlük yaşam aktivitelerinde bağımlı hale gelirler. Beslenmeleri bozulur, idrar ve dışkı kaçırmaya (inkontinans) başlarlar. Bu evrede yüksek kortikal işlev bozuklukları da çok belirgin hale gelir. Hastalar çoğunlukla araya giren enfeksiyonlarla (fırsatçı enfeksiyonlar) kaybedilirler.
Tanı
Demans sıklığı yaşla birlikte artan bir hastalık olmasına rağmen, özellikle hastalık erken evrelerinde teşhis edilemeden ilerlemektedir. Demansın olabildiğince erken evrede teşhis edilmesi, hastalığın tedavi edilebilir ikincil nedenlerinin tespit edilip ortadan kaldırılabilmesi açısından önemlidir. İlaç tedavisine erken başlamak hastalık için kür sağlayamasa da hastanın hayat kalitesini arttırdığı, hastanın nispeten kendi kendine yeter haldeki işlevlerini koruyabildiği, sürekli bakım gerektirir hale gelişini geciktirdiği ve toplamda bu yöndeki sağlık harcamalarını azalttığı için çok önemlidir. Bireyin demans yönünden değerlendirilmesinde en önemli bölüm öyküdür.
Hastanın yakın ve uzak hafıza işlevleri, unutkanlığın ilerleyici seyri, eşlik eden davranış bozuklukları ve günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık düzeyi değerlendirilmelidir. Ayrıca çeşitli bilişsel değerlendirme testleri ile hasta değerlendirilmelidir. Mini mental durum değerlendirme testi ve saat çizme testi demans taraması için en sık kullanılan pratik testlerdir. Daha kapsamlı bilişsel değerlendirme ölçekleri de mevcuttur. Demansın nedeninin saptanabilmesi için çeşitli laboratuvar tetkikleri ve beyin görüntülemesi yapılmalıdır.
Tanı kriterleri aşağıda belirtilmiştir:
1. Zihinsel yetilerin hastanın sosyal ve iş hayatını etkileyecek derecede bozulması
2. Hafıza bozukluğu
3. Aşağıdakilerden en az biri
a. Soyut düşünme bozukluğu
b. Yargılama bozukluğu
c. Lisan, beceri, bilme, yapılandırma bozukluğu gibi diğer bilişsel fonksiyonların bozukluğu
d. Kişilik değişikliği
4. Bilinç bozukluğunun olmaması
Tedavi
Demans tipine göre uygun tedavi önerilmelidir. Tedavi edilebilir demanslar arasında sayılan Vitamin B12 eksikliği gibi durumlar özellikle araştırılmalı, uygun tedavi verilmelidir. Önemli bir demans nedeni olan Alzheimer hastalığı tedavisinde asetilkolinesteraz inhibitörleri tedavinin temel noktasındaki ajanlardır. Bu ilaçlarla hafif ve orta derecede Alzheimer hastalığı tedavisinde bilişsel fonksiyonlar ve diğer belirtilerde düzelme sağlandığı gösterilmiştir. Son zamanlarda bu ilaçların uzun süreli kullanım sonuçlan da açıklanmış ve etkinlik ve güvenilirliklerini uzun dönem kullanımlarda da devam ettirdikleri saptanmıştır. En son olarak memantin in kullanıma girmesiyle Alzheimer hastalığı tedavisinde asetilkolinesteraz inhibitörlerine bir alternatif bulunmuştur
Demans ile birlikte olan hastalıkların yaklaşık % 13,2 si tedavi edilebilir olup geri dönüşümlüdür. Vasküler (damarsal) demanslar da en azından önlenebilir demanslar olarak tanımlanmakta bu açıdan tanınmaları ve önleyici tedbirlerin alınması önem kazanmaktadır.
Demansa yol açan diğer sebepler ise:
Depresyon: Depresyon ve demans, birlikte sık görülen veya birbirlerini izleyebilen klinik tablolar olup depresyonun tedavi edilebilir bir hastalık olması, tanısını önemli hale getirir. Depresyon varlığı klinik tablonun ağırlaşmasına da neden olabileceğinden, demanslı hastalarda depresyonun araştırılması, mevcudiyetinde tedavisi gerekir.
Kafa travması: Kafa travmalarının %5’i demans kriterlerini karşılamaktadır. Özellikle birden çok kafa travmaları ile komaya sokacak derecede ağır kafa kazaları veya travma sonrası kronik subdural hematomlar demans tablosuna yol açabilmektedir.
Normal basınçlı hidrosefali: Klasik üçlü bulguları vardır; İlerleyici demans, yürüyüş bozukluğu ve idrar kaçırmadır. Yürüyüş bozuklukları ve idrar kaçırma genellikle hafif şiddetteki demansa öncülük etmektedir.
Vitamin B12 eksikliği: Vitamin B12 eksikliği yaşlılarda sık görülür. Sıklık çalışmalarında veya klinik Örnekli analizlerde B12 eksikliğine bağlı demans çok az sayıda bildirilmiştir.
Creutzfeldt-Jacob hastalığı
Prion hastalıkları, insan ve hayvanlarda prion protein adı verilen enfeksiyöz ajanlarla ortaya çıkan, ölümcül beyin hastalığıdır. En sık görülen tipi olan Creutzfeldt-Jacob hastalığı; yaygın sıçramalar, dengesiz yürüyüş ve hızlı ilerleyen demans tablosu ile karakterizedir. Birçok dahili hastalık (enfeksiyon hastalıkları, beslenme bozuklukları, metabolik hastalıklar gibi) seyirleri sırasında demansa neden olabilir. Bunların çoğunun tedavi edilebilir olması erken tanınmalarını önemli kılar. Alzheimer hastalığı gibi dejeneratif bir hastalık tanısı konmadan önce, tedavi edilebilir demans nedenlerinin dışlanması gerekir.