Hemoroid (Basur) Hastalığı Nedir?
Hemoroidler anüsün içinde normalde bulunan damarsal yastıkçıklardır. Bu yastıkçıklar insanların dışkılarını kaçırmama mekanizmalarına yardımcıdırlar. Hemoroid hastalığı ise bu damarsal yastıkçıkların genişlemesi ve makattan dışarı doğru sarkmalarıdır. Bir benzetme olarak bacakta görülen “varis” benzeri oluşumlardır. Makattaki yerleşim yerlerine göre dış ve iç hemoridler olmak üzere iki tipleri vardır.
Dış hemoroidler anüs çevresinde görülür ve üzerinde duyarlı deri ile örtülüdür. İç hemoridler ise anüs içinde yer alırlar. Hastalığın klinik belirtileri ve anüs dışına uzanmalarına göre 1 den 4’e kadar derecelendirilirler. Hemorid hastalığı insanlığın çok eski zamanlarından beri bilinen ve çok sık görülen bir hastalıktır. Her yaşta görülebilir, ancak 30 yaşından sonra belirgin olarak daha sık görülür. Elli yaşından sonra %50’ye yaklaşan oranda rastlanır.
Risk Faktörleri
Hemoroid hastalığının kesin nedeni bilinmemesine rağmen değişik faktörlerin etken olduğu bilinmektedir. İnsanların özellikle ayakta durmaları sırasında makat bölgesindeki damar yastıkçıklarının basıncında artış olduğu bilinmektedir. Ikınma da bu yastıkçıklarda basıncı yükseltir. Artmış basınç hemoroidlerin oluşmasına neden olur. Bunun yanısıra; yaş (30 yaşından sonra destek dokularda gevşeme oluşmaya başlar), lifli gıdalardan fakir beslenme, uzun süreli kabızlık veya ishal, gebelik, aşırı laksatif ve lavman kullanımı, tuvalette uzun süre oturma, ailesel faktörler, portal hipertansiyon (siroz ve benzeri karaciğer hastalıkları sonucu rektum ve çevresinde varis oluşumu) nedenler arasında sayılır.
Belirti ve Bulgular
Hemoroid hastalığı çoğunlukla belirti vermez. Belirtileri anüsün diğer hastalıkları fissür (çatlak), fistül, apse ve anal bölgede kaşıntı (pruritis ani) ile çok benzerlik gösterir.
İç hemoridlerin en sık belirtisi kanamadır. Kanama genellikle ağrısızdır ve dışkılama esnasında veya sonrasında görülebilir. Kan dışkının üzerinde olabildiği gibi, tuvalet kağıdınnda veya bazen tuvalet klozetinde taze kırmızı renkte olur. Nadiren, kanamanın fazla olması durumunda anemi gelişebilir. Kanamanın yanısıra iç hemoroidler makat dışına doğru da çıkabilirler. Makatın dışına çıkan hemoroidlerde tahriş bulguları ve ağrı olabilir. Makat dışına doğru çıkan hemoroidlerde mükus (sümük benzeri) salgı olabilir ve ıslaklığa neden olur.
Dış hemoroidlerin ise en sık belirtisi ağrıdır. Ağrı çoğunlukla dış hemoroid içinde pıhtı veya üzerinde ülser oluşması sonucu ortaya çıkar. Ağrı genellikle ani olarak başlar ve şiddetlidir.
Makat bölgesinin hemoroid hastalığı varlığında aşırı bir şekilde kaşınması ve silinmesi tahrişe neden olabilir.
Tanı
Hastanın şikayetleri ve muayenesi ile hemoroid tanısı konur. Parmakla muayene dışında ışıklı bir aletle (anoskop, rektosimoidoskop veya kolonoskop) makatın hem alt kısımlarının hem de üst kısımlarının içeriden değerlendirilmesi önemlidir. Özellikle kanama olan hastalarda bu bölgede bir kanser veya diğer hastalıkların varlığı araştırılmalıdır.
Tedavi
Hemoroid hastalığının tedavisinin iki ana yöntemi vardır. Bunlar tıbbi ve endoskopik veya cerrahi tedavidir. Tıbbi tedavi başlangıçta hastanın şikayetlerini ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bu dönemde hastalara günde birkaç kez 10-15 dakika sıcak su oturma banyosu (suyun içine herhangi bir ilaç konulması gerekli değildir), hemoroid fitil ve kremleri lokal tedavi olarak uygulanır. Ancak önemli olan damar yastıkçıklarında basınç artışına neden olan faktörlerin ve kabızlıkta olan ıkınmanın önlenmesidir. Lifli yiyeceklerin ve sıvı alımının arttırılması yumuşak dışkı oluşmasına katkı sağlar. Alkolden kaçınılmalı, meyve, sebze ve kepekten zengin yiyecekler tercih edilmelidir.
Endoskopik veya cerrahi tedavi doğrudan hemoroidlere yönelik tedavi yöntemleridir. Bu yöntemlerle ya hemoroidlerin küçültülmesi sağlanır veya ortadan kaldırılması söz konusudur. Bu amaçla uygulanacak tedaviler;
- Skleroterapi: Hemoroid içine bir iğne ile ilaç verilmesi sonucu damar yastıkçığının skleroze edilmesi (büzüştürülmesi)
- Lastik bant ligasyonu: Anoskop içinden damar yastıkçığının tabanına bir alet yardımıyla bir lastik bant atılması ve damarın boğulmasıdır. Sadece iç hemoroidlere uygulanmalıdır. Boğulan damar yastıkçığı birkaç gün içinde kendiliğinden düşer.
- Kızılötesi fotokoagülasyon: Özel bir alet ile kızılötesi ışınlarla hemoroidin yakılmasıdır.
- Lazerle tedavi: Lazer kullanılarak hemoroid damar yastıkçıklarında doku harabiyeti yapılarak fiksasyon sağlanır. Oldukça pahalı bir yöntem olup iyileşme süreci diğer yöntemlere göre daha uzundur. Diğer yöntemlere göre bir üstünlüğü yoktur.
- Cerrahi tedavi: Kalıcı tedavi açısından en uygun yöntemdir. İçinde pıhtı oluşan dış hemoroidlerde, bant ligasyonun başarılı olmadığı iç hemoroidlerde, makatın içine itilemeyen dışarı çıkan hemoroidlerde ve aşırı kanama olan hemoroidlerde, hemoroidlerin cerrahi olarak çıkarılması uygundur.