Horlama ve Uyku Apnesi Nedir?
Üst solunum yollarındaki darlık ve gevşemelere bağlı olarak ortaya çıkan ses ve/veya uykuda solunumun aralıklarla durmasıyla karakterize hastalıktır.
Yaş
Her yaşta görülebilir.
Cinsiyet
Çocuklukta aynı, erişkinlerde erkeklerde daha sık.
Risk Faktörleri
Yüz anomalileri, aşırı kilo Horlama, uyku sırasında hava akımı boğazdan serbestçe geçemediği zaman oluşur. Horlama çevrenizi rahatsız ederek, bir sosyal sorun olabileceği gibi uykuda solunum durması hastalığının (uyku apnesi) işareti de olabilir.
Uykuda solunum durması hastalığında, uyku sırasında boğazda oluşan tıkanıklık sonrası solunumda durmalar meydana gelir. Solunumdaki durmalar kısa süreli olur ve uykuda daha sonra hatırlanmayan uyanmalarla sonuçlanır. Bunun sonucunda da; gün boyu uykulu hissetmeye, uykuyu almadan uyanmaya, sabah baş ağrılarına, araba kullanırken, işte, TV seyrederken uykuya dalmaya, sinirliliğe, hafıza ve konsantrasyon bozukluklarına, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıklarına neden olurlar.
Horlama ve uyku apnesi tedavi edilebilir hastalıklardır. Hayat tarzını değiştirmek, tıbbi cihazlar ve cerrahi müdahaleler tedavi seçenekleri arasındadır. Horlamayı veya uyku apnesi hastalığını tedavi etmek; hem uyurken çevrenin rahatsız olmasını engeller hem de sağlıklı bir yaşam sağlar.
Uyku sırasında solunum
Solunum yapıldığında hava boğazdan geçerek akciğerlere ulaşır. Hava boğazdayken yumuşak, hareket edebilen yapılar içinden geçer. Bu yapılar yumuşak damak, küçük dil, bademcikler ve dildir. Uyanıkken bu yapılar etraflarını saran kaslar tarafından gergin tutulur ve hava yolu açıktır. Uykuda kaslar daha gevşektir fakat hava yolu yine de açık tutulur. Eğer boğazdaki yapılar çok genişse ya da kaslar uykuda normalden fazla gevşerse, hava yolu kısmen bloke olur. Solunan hava bu daralmış bölgeden geçerken boğazdaki dokuları titreştirir ve horlama sesinin çıkmasına neden olur.
Boğazı oluşturan yapılar hava yolunu tamamen bloke ederse, hava akımı durur. Bu duruma apne elenir. Apne devam ettikçe vücuttaki oksijen miktarı düşer, beyin uyanmayı sağlayarak kasların tekrar gerilmesini gerçekleştirir ve hava yolu açılır. Bu olaylar zinciri gece boyunca devam eder ve uyanınca hatırlanmayan uyuyup uyanmalara neden olur.
Burun tıkanıklığına neden olan kıkırdak eğrilikleri veya burun etleri de horlamaya ve hatta apnelere neden olabilirler. Soğuk algınlığı, alerji, sigara dumanı burun içindeki dokuların şişmesine neden olarak burun tıkanıklığına katkıda bulunabilirler.
Hastanın değerlendirilmesi
Tıbbi sorgulamada, uykuda solunum bozukluklarına neden olan faktörler araştırılır. Alışkanlıklarınız, ailenin ve kişinin diğer sağlık sorunları sorgulanır, hastayla aynı evi paylaşan kişilerin de sorgulanması faydalıdır. Eğer yalnız yaşanıyorsa uyku esnasındaki teyp kayıtları yardımcı olabilir. Hastalığın öyküsünde ne sıklıkta ve ne şiddette horlanıldığı, uykuda nefesin durup durmadığı, uyku pozisyonu, sigara ve alkol alışkanlıkları, kullanılan ilaçlar, uyku ve uykuya dalma süresi, burun tıkanıklığı, gün içinde yorgunluk ve istemsiz uyuklamalar yaşayıp yaşanmadığı sorulur.
Fizik muayene yapılarak boğaz ve burun hava yolunu bloke edecek nedenleri saptamak için incelenir. Kan basıncı ve kilo ölçülür. Uyku çalışması testi uyku apnelerinin tanısını koymak için gereklidir. Değerlendirme sonunda doktor gerekli görürse, uyku çalışması yapılmasını isteyebilir. Uyku çalışması herhangi bir risk taşımayan, güvenilir bir yöntemdir, gece boyunca uyku sırasında kayıtlar yapılır.
Uyku çalışmaları, hastanede veya evde yapılabilir. Hastanede yapılan uyku çalışmalarında bir teknisyen gözetiminde, akciğer, kalp, beyin fonksiyonları, kandaki oksijen seviyesi, solunum fonksiyonları alıcılar yardımıyla kayıt edilir. Eğer ciddi apne nöbetleri saptanırsa teknisyen basınçlı hava verilmesini sağlayan bir aygıt uygulayarak testlere devam edebilir. Evde yapılan uyku çalışmalarında ise hastanın kayıtları üzerinde taşıdığı bir kayıt cihazı tarafından yapılır. Uyku çalışmasının sonucu, doktora uykudaki solunum problemleriniz hakkında önemli bilgiler verir ve tedavinizin planlanması bu bilgiler ışığında yapılır.
Tedavi
Horlama ve uyku apnesi çeşitli cihazlarla ya da cerrahi müdahalelerle tedavi edilebilir.
Çeşitli alışkanlıklarda yapılacak değişikler, horlamayı ya da uyku apnelerini tedavi edebilir veya diğer tedavilerden daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlar.
- Yan yatarak uyuma: Uyku sırasında sırtüstü yerine yan yatılması, boğazda ki dokuların hava yolunu kapamasını ya da daraltmasını azaltır. Pijamanızın arkasına bir cep dikerek, bunun içine tenis topu, birkaç adet fındık ya da ceviz koymak sırtüstü yatılmasını engelleyecektir.
- Alkol ve bazı ilaçlardan uzak durmak: Alkol kullanımı, uyku hapları, sakinleştirici ilaçlar, antihistaminikler (nezle-grip ilaçları) kaslarda gevşemelere ve solunumda bas-kılanmaya neden olarak horlamayı ve uyku apnesi hastalığının şiddetini arttırabilirler.
- Kilo verilmesi: Kilo vermek, horlamayı tamamen kesebilir ya da en azından azaltır. Diğer tedavi yöntemlerindeki başarı şansı kilo vermeyle artar.
- Düzenli egzersiz: Egzersiz kilo verilmesine, kasların güçlenmesine neden olur, akciğerlerin daha iyi çalışmasını sağlar.
Uyku apnesini ve şiddetli horlamayı tedavi etmekte çeşitli cihazlardan yararlanılabilir. CPAP en sık kullanılan cihazdır. Bu cihaz hava yoluna uyku sırasında sürekli olarak basınçlı hava verir, basınçlı hava bloke olmuş ya da daralmış hava yolundan geçerek akciğerlere ulaşır. Bu cihazın pompaladığı basınçlı hava bir maske yardımıyla buruna ulaştırılır. Basıncın seviyesi, uyku çalışmasındaki verilere dayanılarak tespit edilir. CPAP horlamayı ve uykuda nefes durması hastalığını tedavi etmez sadece uyku sırasında akciğerlere yeterli hava ulaşmasını sağlar; bu yüzden gece boyunca ve her gece kullanılmalıdır. Burun tıkanıklığı olan hastalar CPAP tedavisinden fayda göremeyebilirler.
Özellikle çenesi geride olan ve dil kökü büyük olan kişilerde hazırlanan protezlerle dilin arkaya düşerek pasajı kapatması engellenebilir ve tedavi amacıyla bu protezler kullanılabilir.
Cerrahi tedaviler (ameliyatlar): Cerrahi tedaviler üç ana grupta incelenebilir.
• Burun cerrahisi
• Yumuşak damağa yönelik girişimler.
• Dil kökü ve gırtlağa yönelik girişimler.
Burun tıkanıklığına yol açan kıkırdak eğrilikleri (septum deviasyonu), burun etleri, poliplerin cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi horlamanın ve apnelerin azaltılması açısından yararlıdır. Ancak orta-ileri derecede apne hastası olanlarda buruna uygulanan cerrahinin diğer yöntemlerle birleştirilmesi gereklidir.
Yumuşak damağa yönelik cerrahi girişimleri de 3 grupta inceleyebiliriz;
- Bıçakla yapılan cerrahi UPPP (uvulapalato-faringoplasti) adını alır. Bu müdahale ile yumuşak damak, küçük dil ve bademciklerin yeniden şekillendirilmesini sağlanır. Genel anestezi altında uygulanır. Kabaca bademcik ameliyatına benzetilebilir. UPPP horlama ve uyku apnesi hastalarında, sık olarak uygulanan cerrahi girişimdir.
- Lazer destekli yumuşak damak cerrahisi (LAUP), lazerle yapılır. Poliklinik şartlarında uygulanabilen bu yöntem ile yumuşak damağa müdahale lazer ile yapılır.
- Radyofrekans cerrahisi (RFA) basit horlama ve hafif apne hastalarında uygulanabilir. Bu yöntemde radyofrekans enerjisi ile yumuşak damağın sertleşmesi ve gerginleşmesi sağlanır.
LAUP ve RFA lokal anestezi altında uygulanabilir.
Cerrahi girişimlerin kanama, enfeksiyon, ses değişiklikleri, boğazda takılma hissi, yiyecek veya içeceklerin burundan gelmesi gibi istenmeyen sonuçları sık olmasa da görülebilir.
Damağın sertleştirilmesi son zamanlarda damağa uygulanan implantlar (protezler) yardımıyla da gerçekleştirilmektedir. Bu müdahale de poliklinik koşullarında lokal anestezi altında uygulanır. Ameliyattan sonra bir süre yumuşak gıdalar dışında bir şey yenmemelidir, ameliyat sonrası dönemde mutlaka doktor tarafından kontrolleriniz yapılmalıdır. İkinci bir uyku çalışması cerrahi sonucunda tedaviyi değerlendirmek için gerekli olabilir. Orta ileri derecede apnesi olan kişilerde CPAP tedavisi hasta tarafından tolere edilemediği taktirde çene iskeletinin şekillendirilerek öne çekilmesini sağlayan ameliyatlar uygulanabilir. Bu cerrahilerle oldukça iyi sonuçlar alınmaktadır