İyot ve Guatr Hastalığı ilişkisi

İyot ve Guatr Hakkında :

Bu haberimizi okumaya başlamadan önce hastalıklar bölümümüzden guatr ile ilgili ayrıntılı bilgi için Guatr ve Guatr (Hipertroidi) yazılarını okumanızı öneririz.
Türkiye, guatr görülme sıklığının yüksek olduğu bir ülkedir.

Bölgesel guatr sıklığının yüksekliği iki nedene bağlanır:

  1. Toprak ve sularda iyot eksikliği
  2. Guatr oluşturucu sebze ve meyvelerin çok tüketilmesi (lahana, turp gibi). İyot bir halojen olup; suyla kolay etkileşebilen bir elementtir.

Anadolu gibi, denizlerden yüksek sıradağlarla koparılmış, yüksek debili ırmakların denizlere aktığı iç karalarda; yağmur ve kar suları toprağın iyot içeriğini karadan denize doğru taşıyarak iyot eksikliği yaratır. Dolayısıyla böyle topraklarda yetişen her tür besin kaynağı, tatlı su balıkları dahil, iyottan fakirdir.

İnsan bedeni; zeka gelişimi, tiroid hormon yapımı gibi pek çok hayati işlevini devam ettirebilmek için iyoda gereksinim duyar. İhtiyacı olan iyodu kendisi yapamadığı için zorunlu olarak dışarıdan temin etmelidir. Oysa Türkiye gibi iyot eksikliği olan topraklarda yaşayanlar; özel çaba sarf etmedikçe (haftada 2 kez deniz balığı tüketmek gibi), sağlıklı ve dengeli beslenseler dahi yeterince iyot alamazlar. Bu durum guatr, çocuklarda zeka gelişiminde gecikmeler, bazı tiroid kanserleri gibi bir takım hastalıkların görülme sıklığını arttırır. Bu gerekçeyle,

Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü çerçeve program dahilinde; Sağlık Bakanlığının icra ve denetim sorumluluğunda; 1998 yılı itibariyle marketlerde satılan tüm tuzların iyotlanması yoluna gidilmiştir. Böylece vatandaşların yemek tuzu kullanırlarken aynı zamanda ihtiyaçları olan ve normal beslenmeleri sırasında mahrum kaldıkları iyodu da almış olmaları amaçlanmıştır. Fakat bu şekilde uygulanan körlemesine her vatandaşı iyotlamanın bazı sakıncaları olduğu anlaşılmıştır.

Bedene ihtiyacın üstünde iyot girişinin; tiroid bezinin çok veya az çalışması, Hashimoto tiroiditi denen otoimmün tiroid iltihabı, bazı tiroid kanserleri gibi hastalıkları arttırabildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, marketlerdeki tuzların iyotlanmasıyla; asıl Toroslardaki göçerler gibi en az iyot alan grupların iyot alımını arttırılamamış ve kırsal kesimde yaşayan böylesi yüksek risk gruplarının, hala kaya tuzu gibi hiç iyot içermeyen beslenme alışkanlıklarını devam ettirmelerinin önüne geçilememiştir. Dolayısıyla kişiye özel iyotlama politikalarına ihtiyaç vardır. Bu zeminde endokrinologlarının (hormon hastalıkları uzmanları) da girişimiyle marketlerde hem iyotlu hem de iyotsuz tuzların aynı rafta satışa sunulması; vatandaşların aşağıdaki öneriler doğrultusunda kendilerine uygun tuzu seçmeleri için bilinçlendirilmeleri hedeflenmiştir.

Kimler iyotsuz tuz kullanmalıdır?

Nodüler guatrı, hipertiroidisi (tiroid bezi çok çalışanlar veya zehirli guatrı olanlar), hipotiroidisi (tiroid bezi az çalışan veya Hashimoto tiroiditi) olan hastalar özellikle İYOTSUZ TUZ yemelidirler. Bu tür hastalar iyotlu tuz yedikleri takdirde hastalıkları şiddetlenmektedir. Ayrıca ileri yaş nüfusun (60 yaş ve üzeri) iyotlu tuz kullanması şart değildir.

 Kimler iyotlu tuz kullanmalıdır?

Önceden bilinen bir tiroid hastalığı olmayan çocuk ve erişkinler ile gebe kadınlar mutlaka iyotlu tuz yemelidir.

Aynı aile içinde iyotlu tuz kullanma durumları farklılık arz etmişse; yemekler tam tuzsuz pişirilip, aile içi iyot alması gerekenler (örneğin çocuklar) iyotlu tuzu; almaması gerekenlerse (örneğin ebeveynler) iyotsuz tuzu; sonradan kendi yemeklerine ilave etmelidir.