Mani (Bipolar Bozukluk)

Mani (Manik Bozukluk-Bipolar Bozukluk) Nedir, Belirtileri ve Tedavisi :

Yaş: Hastaların %20-40’ında hastalık başlangıç yaşı çocukluk çağına uzansa da çoğunlukla 15-19 yaşlan arasında başlar.

Cinsiyet: Manik nöbetlerin olduğu bipolar bozukluk (BP), her iki cinsiyette eşit sıklıkta görülür.

Risk Faktörleri

BP olan hastaların akrabalarında BP riski normal toplumdan 10 kat daha yüksektir. Genel olarak BP’un da içinde olduğu duygu durum bozukluklarının ailesel geçiş gösterdiği bilinmektedir. BP için sırası ile; tek yumurta ikizleri, çift yumurta ikizleri, birinci derece ve ikinci derece akrabaların yüksek risk altında oldukları bilinmektedir. Kalıtım kalıbı ile ilgili kesin bir bulgu saptanmış değildir. Genetik çalışmalarda 5, 11, 18 ve X kromozomlarında hastalığa bağlantı gösteren lokuslar saptanmıştır.

Hastalığın biyolojik nedeni olarak monoaminerjik sistemler üzerinde durulmaktadır. Dopamin aktivitesinin manide arttığı bildirilmiştir. Aday genlerle ilgili moleküler genetik çalışmaların sonuçları karışıktır. Beyin görüntüleme çalışmalarında hastalık oluşumunda rol oynadığı sanılan bazı bölgelerde anormallikler saptanmıştır. 25 yaş altında özellikle psikotik belirtilerin eşlik ettiği depresyon dönemi geçiren ve ailede BP olan kişilerde ileride mani ortaya çıkma riski yüksektir.

Belirti ve Bulgular

Manik atak; kısaca en az bir hafta süreyle benlik saygısında abartılı artma, kendini aşın derecede iyi hissetme hali (öfori) ya da öfke yönünde artmış duygulanım, uyku gereksiniminde azalma, her zamankinden daha konuşkan olma, fikir uçuşmalarının ve dikkat dağınıklığının olması, amaca yönelik etkinliklerde artma, kendine güven artışı, kötü sonuçlar doğurma olasılığı yüksek, zevk veren etkinliklere aşırı katılma, toplumsal ve mesleki işlevsellikte bozulma olması şeklinde tariflenebilir. Nöbetlere varsam ya da sanrı şeklinde psikotik belirtiler de eşlik edebilir, büyüklük sanrıları görülebilir.

Yargılamanın zayıflaması mani hastalarının belirgin özelliğidir. Hastalıklarına karşı iç görü çoğunlukla az ya da yoktur. Mani ile birlikte depresyon belirtileri de bulunuyorsa karma maniden söz edilir. Mani nöbetlerinden sonra süreç içinde sıklıkla depresyon nöbetleri ortaya çıkar, ya da öncesinde depresyon öyküsü vardır.

Tanı

Öykü ve ruhsal durum muayenesinde manik dönem belirtileri saptanması ile tanı konur. Ayrıca BP tanısında maniye ek olarak öyküde depresyon nöbeti saptanması da olasıdır. Özellikle ailede BP öyküsü yoksa, ya da geç başlangıçlı yaşlı hastalıkta bedensel hastalık ya da ilaç ya da madde etkisine bağlı manik belirtiler olabileceği unutulmamalıdır.

Seyir

Manik nöbetler çoğunlukla yineleyicidir. Hastaların yarısında ilk nöbetten sonraki iki yıl içinde ikinci bir manik nöbet yaşanır. Hastaların çoğunda hem depresyon hem mani nöbetleri görülür. Hastalık ilerledikçe nöbetler arasındaki süre sıklıkla kısalır. İzlem çalışmalarında hastalık öncesi kötü iş yaşantısı, alkol bağımlılığının eşlik etmesi, psikotik özellikler, stresli yaşam olayları, koruyucu tedavi almama kötü seyir ile ilişkili bulunmuştur.

Beyin görüntülemesinde derin beyaz cevher lezyonların olmasının da kötü gidişle ilişkili olduğu saptanmıştır. % 15-30 hastada süreğenleşme görülür.

Tedavi

Farmakolojik tedavi hem nöbetin tedavisi hem de tekrarların önlenmesi açısından çok önemlidir. Lityum en sık kullanılan Duygu Durum Düzenleyici (DDD) ilaçtır. Valproat, karbamazepin, lamotrijin, gabapentin, topiramat gibi antikonvulzan ilaçların da DDD etkinliği vardır. Karma ya da psikotik özelliklerin eşlik ettiği manide valproat ve karbamazepin, lityumdan daha etkin bulunmaktadır.

Akut mani tedavisinde sıklıkla güçlü yatıştırıcı ilaçların eklenmesi de gerekir. Hem başlangıç hem de devam tedavisinde yeni antipsikotik ilaçların da kullanılabileceği bilinmektedir. Bir DDD’e yetersiz yanıt olduğunda çoklu kullanımlar denenebilir. Lityum ve antikonvulzan DDD’lerin kan düzeylerinin takip edilmesi, etkinlikleri ve yan etki izlenmesi bakımından önemlidir.

Tedavide psikoterapinin yeri de çok önemlidir. Psikoterapide kişilerarası ilişki ve yaşam sorunlarının ele alınması ile birlikte ilaç uyumunun artırılmasına çalışılır.

 

Yorum yapın