Sünnet Nedir?

Penisin baş kısmını (glans) örten sünnet derisinin (prepüsyum) cerrahi bir yöntemle çıkarılmasıdır.

Yaş

Ülkemizde dini ve geleneksel nedenlerle ergenlik öncesi herhangi bir yaşta yapılmaktadır. Özellikle 3 ile 7 yaş arasında lokal (bölgesel) anestezi kullanılarak yapılması, bu dönem çocukların sünnetle ilgili kavramları tam oluşmadığı ve işlemle ilgili korkuları nedeniyle uygun olmayabilir.
Yenidoğan ve 3 yaş arası çocukların bezli olması, sünnet sonrası yara bakımlarında zorluklara neden olabilir. Yenidoğan döneminde(doğduktan sonraki ilk haftalarda) yapılan sünnet teknik kolaylığı, uyum problemi olmaması, ağrı hissinin bebek tarafından algılansa bile kalıcı olmaması, hızlı iyileşmesi ve daha estetik olması gibi nedenlerle tercih.

Tıbbi Gerekçeler

Bir çocuğu sünnet etmenin tıbbi gerekçeleri oldukça tartışmalı bir konudur. Sünnet yaşamın ilk yılında yapıldığında, erkek çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu (İYE) oluşması riskini azaltmaktadır. Erken yaşlarda sünnetsizlerde İYE oluşma riski sünnetlilere göre 9-10 kat daha fazladır.
Yine sünnet olunmadığında penis kanseri ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar için riskin arttığına dair bilgiler mevcuttur. Sağlıklı çocuklarda yenidoğan dönemi dışında yapılan sünnetin yararlı olduğuna dair tıbbi kanıtlar yetersizdir.
Tekrarlayan İYE, fimozis (sünnet derisinin darlığı) veya penis başı ve/veya sünnet derisinin tekrarlayan enfeksiyonları (balanitis, balanoposti-tis) varlığında sünnet, tıbbi gerekçelerle önerilebilir.

Sünnet önemli bir cerrahi işlemdir ve her ameliyat gibi önemli riskler taşır. Özellikle yenidoğan sünneti bu konuda yeterli deneyimi olan bir ürolog, cerrah tarafından yapılmalıdır. Bir sağlık kuruluşunda oluşturulmuş uygun ortamda, steril cerrahi alet ve malzemeler kullanılarak, uygun anestezi altında, eğitimli kimselerce yapılması önerilir.
Çocukta peniste şekil bozukluğu, idrar deliğinin anormal yerleşimi, kasık fıtığı veya hidrosel gibi ek bir sorun mevcutsa sünnet edilmemeli ve uzman hekim değerlendirmesi için hastaneye başvurulmalıdır.

Cerrahi:

Çocuğun yaşına göre değişik yöntemlerin seçildiği ve cerrahi bıçak ya da makas kullanılarak yapılan bir işlemdir. Ülkemizde son yıllarda kansız sünnet (lazerle sünnet) şeklinde adlandırılan ve elektrikli kesici (koter) kullanılarak yapılan işlem, taşıdığı riskler nedeniyle önerilmemektedir. Sünnet sırasında oluşan kanamalar genellikle önemsizdir. Ancak çocukta daha önceki kanamalarda (diş çekimi ve yaralanmalar gibi) pıhtılaşma sorunu oluşmuş veya işlem öncesi aspirin gibi bir ilaç kullanmışsa, sünnetten önce bu durum mutlaka belirtilmelidir.
İstenmeyen Yan Etkiler: Sünnet sonrası %l-4 oranında sorun yaşanabilir. En sık olarak kanama ve enfeksiyon oluşur. Kanama genellikle yaradan sızıntı şeklindedir ve sıkı pansuman ile genellikle durur. Devamı halinde ilaçlı pansuman veya dikiş atılması gerekebilir. Sünnet steril teknikle yapıldığında rutin antibiyotik kullanımı gereksizdir. Ancak penis başı (glans) ve yaranın şiş, kızarık ve akıntılı olduğu haller enfeksiyon geliştiğini düşündürür. Sünnet öncesi bu durum mevcutsa, sünnet uygun ilaç tedavisi sonrasına ertelenmelidir.
Peniste yapışıklıklar, çok fazla veya çok az deri çıkarılması, fimozis, glans ve idrar yolu yaralanmaları daha seyrek görülen diğer istenmeyen yan etkilerdir. Özellikle yenidoğan sünnetini takiben geç dönemde idrar deliğinin darlığı gelişebilir. Sünnet olmuş bir çocuğun idrarını ileriye doğru ve bol bir şekilde yaptığını kontrol etmek önerilir.

İyileşme

Sünnet işleminde kullanılan dikiş malzemesi kendiliğinden eriyebilen özelliktedir, alınması gerekmez. Yarada ve glansta oluşan kabuklar koparılmamalı, antibiyotikli bir krem sürülerek yumuşayıp kendiliğinden düşmeleri beklenmelidir. İlk iki gün vücut süngerle silinerek banyo yapılabilir, üçüncü günden sonra ise alışıldığı şekilde banyo veya duş yapılabilir, fakat yaranın sert şekilde keselenmesinden kaçınmak gereklidir. Kanamaya neden olabilecek kaba oyun ve aktivitelerden 1-2 hafta süreyle kaçınılması uygun olur.

Yorum yapın