Yaşlılarda Kalp Hastalıkları

Yaşlılarda Kalp Hastalıkları (Kardiyovasküler Hastalıklar)

Yaşlı nüfusun hızla artmasıyla birlikte yaşlılara özgü sağlık sorunlan da artmaktadır. Yaşlılar, kendilerine özgü birçok sağlık ve yaşam kalitesi sorunlarıyla karşılaşmaktadırlar. Bunların içinde en önemlilerinden biri de kardiyovasküler sistem (kalp ve damar sistemi) ile ilgili gelişen sorunlardır.

Yaşlılarda kardiyovasküler hastalıklar hastalık ve ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Bu sorunların başında da hipertansiyon, dislipidemi (kan yağlarının yüksek olması), kalp yetmezliği, periferik arter (çevresel damar) hastalığı ve metabolik sendrom gelmektedir. Kardiyovasküler hastalılara geçmeden önce kardiyovasküler risk faktörleri üzerinde durmak gerekir. Bu risk faktörleri hedef organ hasarı gelişmesi riskini arttıran faktörlerdir ve tansiyon yüksekliği, sigara kullanımı, şişmanlık, fiziksel hareketsizlik, kan yağlarının yüksek olması, şeker hastalığı, idrarda albumin atılımı, ileri yaş (erkek >45, kadın >55 yaş) ve ailede erken yaşta kardiyovasküler olay öyküsü şeklinde sıralanabilir. Önlemeye çalıştığımız hedef organ hasarlarını ise; göğüs ağrısı, kalp krizi, kalp yetmezliği, inme, bunama, süreğen böbrek hastalığı, periferik arter hastalığı, retinopati(körlük) olarak sıralamak mümkündür.

Kan basıncı yüksekliği en çok ölüme yol açan kardiyovasküler olaylar ve en çok sakatlığa yol açan serebrovasküler olaylar (beyin damarlarında tıkanma veya kanama) için en önemli risk faktörüdür. Kan basıncının iki ayrı ölçümde 140/90 mmHg ve daha üzerinde bulunması ile tanı konur. Görülme sıklığı 60 yaş üzerinde %60-70’dir. Yaşlı bireylerde de tanı aynı şekilde konur. Çeşitli böbrek hastalıkları, ilaçlar ve hormon hastalıkları hipertansiyona neden olabilirken, hipertansiyon genellikle bir sebebe bağlı olmadan ortaya çıkar. Kan basıncının kontrol edilmesiyle inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi durumlar büyük ölçüde önlenebilmektedir.

Yüksek kan basıncı, sanılanın tersine, vücutta çeşitli organlara hasar vermeden önce (hedef organ hasarı gerçekleşmeden) hiçbir şikayete veya rahatsızlığa yol açmayabilir. Bu nedenle tanı konabilmesi için herkesin, özellikle de sıklığının arttığı grup olan yaşlı bireylerin belli aralıklarla kan basıncı ölçümü yaptırması gerekir. Hipertansif yaşlı hastalarda eşlik eden kardiyovasküler risk faktörleri ve hedef organ hasarı gelişme riskinin daha fazla olması sebebiyle kan basıncını kontrol altına almak daha büyük önem taşımaktadır.

Kan basıncını kontrol altına almak için yaşam stili değişiklikleri ve ilaçlar önerilmektedir. Hedefimiz kan basıncını şeker hastalığı ve süreğen böbrek hastalığı olanlarda 130/80 mmHg, diğer hastalarda 140/90 mmHg’nın altına çekmektir.

Önerilen yaşam stili değişiklikleri

Kilo vermek, tuzsuz diyet, meyve-sebzeden zengin beslenmek, düzenli egzersiz, alkolün kısıtlanması ve sigaranın bırakılmasıdır. Dislipidemi diğer önemli bir risk faktörüdür.

Total kolesterol, LDL kolesterol, trigliserid (TG) yüksekliği veya HDL kolesterol düşüklüğü dislipidemi olarak adlandınlır. HDL seviyelerinin yüksek olması ise koruyucu faktör olarak kabul edilmektedir. Yapılacak ilk değişiklik her türlü yağ tüketimini, özellikle de katı yağları, azaltmaktır. Kızartılmış yiyecekler, kırmızı etten uzak durulmalı, sebze-meyve ağırlıklı ve tahıllarla beslenilmelidir.

Kilo verme ve egzersiz önerilir. Dislipidemi tedavisi için kullanılan statin grubu ilaçların yüksek kolesterol değerlerini düşürdükleri gibi düşük HDL değerini yükseltici etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bu grup ilaçlar dislipidemiyi düzeltmenin yanında inme, kalp krizi, ölüm gibi hedef organ hasarlarını da azaltmaktadır. Yaşlı hastalarda hedef değerler total kolesterol<200 mg/dl, LDL<100 mg/dl, TG<150 mg/dl, ve HDL>40 mg/dl olmasıdır.

Kalp yetmezliği

Kalbin egzersizde, ilerlemiş durumlarda ise dinlenme anında, dokuların gereksinimlerine uygun hızda kan (ve böylelikle oksijen) pompalamada yetersiz kalması durumudur. Yaşlılarda sıktır; erken teşhisi, önlenmesi ve doğru tedavisi önemlidir. Nefes darlığı, halsizlik, kolay yorulma, şişlik, gece öksürüğü, düz yatama-ma ile kendini gösterir. Kalp krizi ve kalpte ritim bozukluğu sıklıkla kalp yetmezliğine eşlik eder. 65 yaş üstünde %6-10 sıklıkla görülmekte ve ani ölüm riskini arttırmaktadır.

Tanı klinikle konur, ekokardiyografi (EKO) tanıyı destekler. Şikayetlerin artmaması için hastaların tuz ve sıvı kısıtlaması, ilaç tedavisini düzenli ve aksatmadan uygulaması gereklidir. Diğer risk faktörlerinin modifikasyonu, yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli ve uygun egzersiz burada da gereklidir. Böbrek yetmezliği, ritim bozuklukları, enfeksiyonlar, depresyon ve kansızlık kalp yetmezliğine ait şikayetleri arttırabileceğinden hastalar bu açılardan da kontrol altında tutulmalıdır.

Periferik arter hastalığı

Periferik arterlerde (atar damarlarda) plak denilen yağlı maddelerin birikimi ile oluşur. Bu olay ateroskleroz (damar sertliği) olarak bilinmektedir. Arterler bütün vücutta bulunurlar ve oksijenden zengin kanı dokulara taşırlar. Arterlerde kan akışının bu plaklar nedeniyle engellenmesi arterlerin beslemesi gereken dokularda oksijensizliğe ve doku ölümüne yol açar. Ayrıca, daralmış bacak damarları kalbe doğru olan kan akımını yavaşlamasına, dolayısıyla göğüs ağrısının ortaya çıkmasına ve kalp krizine neden olabilir. Yürürken gelişen bacak ağrısı, kramp, bacak ve ayakta güçsüzlük, bacaklardaki kılların kaybı, bacaklarda renk solukluğu, geceleri ayakta yanma ve ileri durumlarda ayak ülserleri periferik arter hastalığını düşündüren şikayet ve bulgulardır.

Yaşam stili değişiklikleri, özellikle de sigaranın bırakılması ve uygun ilaç tedavisi ile periferik arter hastalığı önlenebilir ve bazen geri çevrilebilir. Metabolik sendrom vücudun metabolizması ile ilgili bir grup anormalliği içeren bir durumdur. Bunlar artmış trigliserid seviyesi, düşük HDL kolesterol düzeyi, yüksek kan basıncı, artmış bel çevresi ve artmış açlık kan şekeri seviyelerini içerir. Bu anormalliklerin üç veya daha fazlasına sahip olunması metabolik sendrom varlığım gösterir. Metabolik sendromu olan kişiler kalp hastalığı ve Tip 2 şeker hastalığı (Tip 2 Diabet) gelişimi açısından risk altındadırlar. Bu kişilere düzenli egzersiz, kilo verilmesi, sigaranın bırakılması, dislipidemide anlatıldığı şekilde diyet yapılması ve alkolün kısıtlanması önerilir.

Her kardiyovasküler hastalıkta anlatıldığı gibi kalp sağlığını korumanın önemli parçalarından birisi de düzenli ve uygun egzersizdir. Düzenli egzersizin yaşlılara getirdiği bir çok fayda vardır; bunlar bazı hastalıkları önlenmesi veya geciktirilmesi (kalp hastalığı ve şeker hastalığı gibi), fiziksel ve duygusal olarak kendilerini iyi hissetmelerinin sağlanmasıdır. En iyi egzersizlerden biri yürüyüştür. Haftada en az iki kere en az 20 dakika sürecek yürüyüşler önerilmektedir. Yüzmek önerilen diğer egzersiz türüdür.

 

Yorum yapın