Yaşlılarda Koruyucu Hekimlik

  • Yaşlılarda Koruyucu Hekimlik Nedir?
  • Hastalıklardan Korunma Yolları

Hastalıkların yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğu kanısı yanlış olsa da yaşlıların gençlere göre daha fazla hastalığa sahip oldukları bir gerçektir. Bunda yaşla birlikte vücutta gelişen değişikliklerin katkısının yanında, yaşlıların yaşam koşullan, eğitim düzeylerinin düşük olması gibi özellikler ve ekonomik güçlükler nedeniyle yaşlıların sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamamaları da etkili olmaktadır. Aslında yaşlılarda görülen birçok problemin daha oluşmadan alınacak önlemler ile engellenmesi mümkündür. Bu nedenle bir yakınması olmasa bile yaşlıların belirli aralıklarla muayeneden geçirilmesi ve sık görülen hastalıklar bakımından tarama programları yapılması gereklidir. Yaşlılarda bazı yakınma ve bulgular özellikle önemsenmeli ve bu belirti ve bulguların varlığında, ihmal edilmeden gerekli incelemeler yapılmalıdır.

Yaşlıları değerlendirirken dikkatli ve ayrıntılı bir fizik inceleme yapılmalıdır.

Hipertansiyon, kalp ve akciğer hastalıklan, şeker hastalığı, nörolojik bozukluklar ve diğer tüm sistem hastalıkları yönünden değerlendirilmeli ve saptanacak problemlere yönelik önerilerde bulunulmalıdır. Sigara içilmemesi veya içiliyorsa bırakılması mutlaka hatırlatılmalıdır. Diyet alışkanlıklar düzenlenmeli ve düzenli egzersiz yapmaları konusunda yönlendirilmelidir. Yaşlılarda sık görülen bir şikayet olan depresyonu engellemek amacıyla sosyal organizasyonlara ve arkadaş gruplarına katılmaları teşvik edilmeli ve günlük yaşantılarını değerlendirecek uğraşlar konusunda desteklenmelidir.

Özellikle ileri yaşlarda artış göstermesi nedeniyle önemli ve korkulan bir problem olan kansere karşı da tarama yapılmalıdır. Bunun için yılda en az bir defa akciğer grafisi, dışkıda gizli kan tetkiki, erkeklerde prostat için PSA tetkiki, kadınlarda mamografi mutlaka yapılmalıdır.

Yaşlıların başkalarına bağımlı hale gelmesinin başta gelen nedenlerinden biri olan kırıkları önlemek için kemik yoğunluk ölçümü yaptırılmalı, osteoporoz (kemik erimesi) saptanırsa tedavi edilmeli, düşmeleri önlemek için evi içi önlemler hatırlatılmalıdır. Yaşla birlikte artan süreğen hastalıklar ve bağışıklık sistemindeki değişiklikler yaşlıları enfeksiyonlara daha yatkın bir hale getirmektedir.

Özellikle pnömoni (zatürre) ve influenza (grip) gibi yaşlı bireylerde ölüm dahil önemli sonuçlara yol açabilecek bazı enfeksiyonların etkili aşılama ile büyük ölçüde engellenebilmesi günümüzde mümkündür. Etkisiz hale getirilmiş influenza virüs parçalarını içeren grip aşısı 65 yaşın üzerindeki tüm bireylere önerilmektedir. Özellikle altta yatan kalp ve akciğer hastalığı, diyabet, kanser gibi hastalıkları olan bireyler daha fazla risk altındadırlar. Grip aşısı sonbahar aylarında yapılmalı ve her yıl tekrarlanmalıdır. Aşılama ile hedefin hastaların grip olmasının engellenmesi değil, grip olanların hastalığı daha hafif olarak atlatmalarının sağlanması olduğu hastalara mutlaka söylenmelidir. Yapılan bir çalışmada etkili grip aşılaması ile solunum sistemi hastalıklarının %56, zatürrenin %53, grip nedeniyle hastaneye başvuruların %50 ve gribe bağlı ölümlerin %68 azaldığı gösterilmiştir. Pnömokok aşısı (zatüre aşısı), grip aşısından farklı olarak 5 yılda bir tekrarlanmalıdır. Pnömokok enfeksiyonları nedeniyle olan ölümler en fazla yaşlı hastalar ve altta yatan ciddi hastalığı olanlarda görülmektedir ve aşılama hastalığa karşı korunmanın en etkili yoludur. 65 yaş ve üzeri sağlıklı kişilerde pnömokok aşısının %75 oranında etkili olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle tüm yaşlı hastaların pnömokok aşısı olmaları önerilmektedir. influenza ve pnömokok aşılan dışında yaşlılara belirtilen hastalıklara karşı yüksek risk altında bulunmalan ve hastalıkların yoğun olarak gözlendiği bölgelere seyahatleri öncesinde tetanoz, hepatit A, hepatit B, kuduz, menenjit, kolera ve tifo aşıları da önerilebilmektedir.

 

Yorum yapın