Beyin Kanaması
Kafatası kemikleri ile çevrili olan beynin etrafında ya da içinde, normal bir damarın veya anormal bir damarsal yapının travma ya da kendiliğinden bir sebep ile yırtılması sonucu oluşan kanamadır.
Yaş
Travmatik kanamalar çocuklarda, damarsal bozukluğa bağlı kanamalar erişkinlerde daha sık görülür.
Cinsiyet
Genel olarak her iki cinsiyette de eşit, bazı özel beyin kanaması tipleri kadınlarda, bazıları ise erkeklerde daha sık görülebilir.
Risk Faktörleri
Trafik kazası, yüksekten düşme gibi sebeplerle oluşan travmatik beyin kanamaları sıklıkla kemik ile beyin zarı (epidural kanama) ya da beynin iki zan arasında (subdural kanama) olmaktadır. Subdural kanamanın süreğen şekli özellikle yaşlı, alkol kullanan ve kanama pıhtılaşma bozukluğu olan kişilerde ufak bir travma sonrası görülebilir. Beyin dokusu içine olan kanamaların (intraserebral kanama) çoğu yüksek tansiyona (hipertansiyon) bağlı olarak gelişir. Bu tip kanamaların gelişmesinde alkol-sigara kullanımı ve karaciğer fonksiyon bozukluğunun bulunması risk faktörleridir. Kokain kullanımı ve amfetamin kullanılması bu tip kanamaya neden olabilir.
Damar duvarında zaman içinde oluşan bir baloncuğun (anevrizma) patlaması sonucu oluşan kanama ise beynin arasındaki ve içindeki boşluklara yayılır (subaraknoid kanama). Doğuştan var olan bir damar yumağı (arteriovenöz da intraserebral (beyin içi) veya subaraknoid kanamaya sebep olabilir. Bazı enfeksiyon hastalıklarının (bakteryel, herpes) da nadir de olsa beyin kanamasına neden olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Belirti ve Bulgular
Ani gelişen kanamalarda, özellikle travmatik kanamalarda, hastada önce unutkanlık, baş ağrısı, daha sonra bulantı, kusma ve uyku hali gibi belirtiler gelişebilir. Yer ve zaman farkındalığı bozulabilir. Hasta havale geçirebilir. Şuur kapanıp koma oluşabilir. Beynin kanama tarafından hızla sıkıştırılması ve göze giden sinirlerden birinin üzerinde bası oluşması sonucu bir göz bebeği genişler. Bu belirti acil cerrahi müdahaleyi gerektirecek bir beyin kanamasının işareti olabilir. Hipertansiyona bağlı kanamalarda bir vücut yarısında felç ve konuşma bozukluğu görülebilir. Şuur yavaş veya hızlı bir şekilde kapanabilir. Damar baloncuğuna (anevrizma) bağlı kanamaların ilk belirtisi genellikle çok şiddetli baş ağrısıdır. Hasta bu durumu “hayatımda hissettiğim en şiddetli baş ağrısı, sanki kafamın içinde bir şey yırtıldı” diye tarif eder. Damar yumağına bağlı kanamalar yukarıda tarif edilen birçok belirti ile gelebileceği gibi, tek belirti sadece havale geçirme olabilir.
Tanı
Travma sonucu oluşan kanamalara kafatasındaki bir çatlak ya da kırık neden olabilir. Bu durumda ilk çekilecek film (röntgen) kafatasının ön ve yandan direkt grafileridir. Daha ileri tetkik olarak bilgisayarlı beyin tomografisi yapılabilir. Manyetik rezonans görüntüleme ile, beynin damarsal anomalileri sonucu oluşan kanamalar çok daha detaylı olarak görüntülenebilir. Eğer hastada damar baloncuğundan (anevrizma), damar yumağından veya atar damar ile toplar damar arasında oluşan anormal bir geçişten (fistül) şüphe ediliyor ise tanıyı koymak için beyin aniyografisi yapmak gereklidir. Belden iğne ile beyin-omurilik sıvısı alınarak subaraknoid kanama tanısı konabilir.
Tedavi
Tedavide, kanamanın ilerlememesi ve tekrar etmemesi öncelikle sağlanmalıdır. Travma sonrası oluşan kanamalarda hastanın dikkatle izlenmesi doğrudur. Hipertansiyona bağlı intraserebral kanamalarda kan basıncı mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Damar baloncuğu (anevrizma) sonrası kanamalarda baloncuğun tekrar kanama ihtimali her zaman mevcuttur. Bu tip hastalarda kan basıncı düzenli tutulmalı, hasta huzurlu bir odada gözleme alınmalı ve ıkınacak, efor yaptıracak her tür olaydan kaçındırılmalıdır. Bu tip hastaların nöbet geçirmemesi için koruyucu ilaç tedavisi verilmelidir.
Kitle etkisi yapan ve beyni sıkıştıran her kanama, eğer kendiliğinden çözülemeyecek durumda ve hayatı tehdit etmekte ise ameliyat ile boşaltılmalıdır. Ameliyat için kafatası açılıp (kranyotomi) kanama boşaltılır ve daha sonra kafatası kemiği yerine konarak kendi kendine kaynamasına olanak verilir. Kanamanın boşaltılması kadar kanamanın nedeninin, dolayısı ile tekrar kanama oluşma ihtimalinin ortadan kaldırılması şarttır.
Damar baloncuğu (anevrizma), açık ameliyat uygulanarak, baloncuğun boynuna bir klip (mandal benzeri özel bir alet) konarak damarın dışından kapatılması ve içine kan dolmasının engellenmesi şeklinde tedavi edilebilir. Diğer bir yöntem ise açık ameliyat yapmadan damarın içinden bir kateter geçirerek (endovasküler yöntem) baloncuğun içini özel tel yapısında bir madde (koil) İle doldurmaktır.
Damar yumağı (arteryovenöz malformasyon: AVM) ve atar damar ile toplar damar arasındaki fistül ya açık ameliyat ile çıkarılır veya ameliyat dışı bir yöntem olan damar içinden müdahale yöntemi ile içi doldurulup tekrar kanaması önlenir. Kanamanın ikincil birçok etkisi olabilir. Bunlardan birisi beynin odacıkları içerisindeki sıvının (beyin omurilik sıvısı) emilememesi sonucu toplanmasidir (hidrosefali). Bu tip hastalarda, ya geçici olarak belden ya da beyinden sıvıyı boşaltarak, veya kalıcı olarak suyu beyin odaciklarından karına özel bir hortum sistemi ile (şant) boşaltarak bulguların İlerlemesi engellenebilir.
Kafa travmasına bağlı kanamalarda cerrahi müdahalenin zamanında yapılması seyir üzerinde son derece etkilidir. Özellikle subdural kanamalarda kaybedilen her dakikanın önemi büyük olmaktadır. Hipertansiyona bağlı olarak gelişen kanamalarda hastanın kan basıncı kontrol altına alınamaz ise klinik tablo ağırlaşabilir. Anevrizmaya bağlı kanamalarda, İlk 24 saat İçinde, kanamanın tekrar etmesi halinde hastanın kötüleşmesi hatta kaybedilmesi ihtimali oldukça yüksektir. AVM’ ler beyin kanamalarının diğer bir nedenidir. Ameliyat esnasında tamamen çıkartılamayan bu hastalıkların da tekrar kanama ihtimali bulunmaktadır. Genel olarak, beyin kanaması nedeni ameliyata alınan bir hastanın ameliyata girerken durumu ne kadar ağır ise, ameliyat sonrası sonuçlar da o kadar az yüz güldürücü olmaktadır.