Dudak Kanseri Nedir?
Dudaklar ağız boşluğunun ön sınırını oluştururlar. Ağızdaki sıvıların dışarı dökülmesinin önlenmesinde, çiğneme, yutma ve konuşmada önemli rol oynarlar. Dudaklar aynı zamanda görünüm ve yüz anlatımını sağladığından estetik yönden de önemlidir.
Dudak içinde yer alan ve ağız açıklığını çepeçevre saran bir kas dokusu vardır. Yüzün bir çok mimik kası bu dudak kasına tutunur. Bu kasın alt kısmında küçük tükürük bezleri bulunduran yumuşak doku ve onun üzerini örten ağız mukozası bulunur. Dudak kanseri ağız boşluğunda en çok görülen kanserdir (%25-30). Olguların %90’inda yassı hücreli karsinom vardır ve olguların %90’ı alt dudakta görülür. Genelde sigara içen kişilerde 50-60 yaş civarında görülür. Altta yatan en önemli etmen güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmadır. Pipo, sigara, diş hijyeni bozukluğu ve kronik alkolizm de dudak kanseri gelişmesine etki eder.
Belirti ve Bulgular
Dudak kanseri kolaylıkla teşhis edilir. Erken dönemlerinde karakteristik olarak sık kabuklanan ve soyulduğunda kanayan, aylar yıllarca iyileşmeyen yara şeklindedir. Beyaz sert bir zemin üzerinde kabuklu bir yara şeklinde görülür. İleri evrelerde genişliği artmış derinleşmiş yara veya kitle şeklinde görülür. Bu şikayetlerle gelen hastada tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılmalıdır.
Tanı
Tanı koymak için yara kenarından sağlam dokuyu da içeren biyopsi alınır. Erken yakalanan olgularda uzak yayılım araştırmak gereksizdir, zira erken dönemde erken metastaz riski %2 civarındadır.
Tedavi
Tedavi edilebilir baş-boyun kanserleri içinde yer alan dudak kanserlerinde 5 yıllık yaşam şansı %90’dir. Tanının erken konulması bunda en önemli faktördür. Tedavi edilmeden bırakılan kanserler çevre dokulara ve uzak dokulara yayılım (metastaz) gösterir. Tanı sırasında boyundaki lenf bezlerinde yayılım olması hastalığın gidişindeki en önemli belirleyicilerdendir. Tümörün yeterli temizlenmesi, boyundaki lenf nodlarının (bezelerinin) temizlenmesi ve iyi bir rekonstrüksiyon (yeniden yapılandırma) etkili tedavinin amacıdır. Erken lezyonlarda (yaralarda) cerrahi ve radyoterapi (ışın tedavisi) eşit olarak etkilidir. Geniş lezyonlarda radyoterapinin tek başına etkinliği azalmaktadır. Olguların çoğunda cerrahi önerilen tedavi seçeneğidir. Bazı ileri vakalarda cerrahi sonrasında radyoterapi verilmesi gerekebilir. İdeal rekonstrüksiyonda amaç görevini yapabilen estetik olarak kabul edilir bir dudak oluşturmaktır.