Hepatit Nedir

Hepatit(ler)

Vücutta yer alan her organ için en önemli organ olduğu söylenebilir, an­cak karaciğer bu ifadeyi en çok hak eden organlardan bir tanesidir. Pek çok farklı gö­revi yerine getirmektedir, bunlar kısaca; sentez ve depo fonksiyonları (aminoasitler, protein, vitamin ve yağ), metabolik kontrol (örneğin glikoz kontrolünde olduğu gibi), safranın üretimi ve salınımı, detoksifikasyon (temizleme) , kan dolaşımının kontrolü ve filtrasyo-nu şeklinde sayılabilir.

Özetle karaciğerimiz vücudumuzun fabrikası gibidir. Bu özellikleri ile de görülebileceği gibi hem çok fazla fonksiyo­nunun olması, hem de tüm kan akımının yaklaşık beşte birine sahip olması nedeni ile pek çok farklı etkene maruz kalabilmek­tedir. Herhangi bir şekilde, karaciğerin bunlardan etkilenmesi ise hepatit yani ka­raciğerin zedelenmesi olarak adlandırılır. İlaçlar, alkol, bağışıklık sistemi bozuklukla­rı, mikroplar yani bakteriler, virüsler, man­tarlar, parazitler hepatite neden olabilir. Bunlar içinde virüsler hepatit etkeni olarak ilk sırada yer alırlar.

Virüslerden, herpes virüsleri (CMV, HSV, EBV, VZV, HHV-6), Enterovirüs (özellikle ekovirus), adenovirüs, parvovirüs, paramiksovirüs (rubeolla), HPV, rubella ve HIV hepatite neden olabilir.

Ancak asıl hepatit etkeni olan virüsler hepatit A, B, C, D ve E virüsleri olarak adlandırılan ve özellikle ka­raciğeri kendilerine hedef seçen virüsler­dir. Özellikle karaciğeri hedef seçen ve he­patit virüsleri olarak adlandırılan bu virüs­ler belirtisiz, yani şikâyete neden olmayan karaciğer hastalığı ile kısa süreli halsizlik gi­bi geçirilebilen hastalığa neden olabilecek­leri gibi, ileride karaciğer kanserine veya karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabilen tab­lolara da neden olabilirler.

Bugün, dünya genelinde her yıl 300 mil­yondan fazla viral hepatit, 3000 den fazla akut (ani gelişen) viral hepatit nedeni ile ölüm ve 15.000’den fazla kronik  yani vücuda yer­leşen ve yavaş yavaş zarar veren hepatit gö­rülmektedir.

Bu rakamların ciddiyetini ifa­de edebilmek için bir başka ifade şekli kul­lanırsak; eğer dünyayı 1000 kişilik bir köy olarak düşünürsek; bu 1000 kişinin en az 500’ü hepatit A geçirecektir. 6’sı kronik hepatit B, 30’u hepatit C ve 2 si hepatit D olacak ve 50 ile 200’de yaşadıkları bölgeye göre hepatit E geçireceklerdir.

Hepatit çok hafif halsizlik şeklinde veya ka­raciğerin tamamen harabiyeti ile ölümle so­nuçlanabilecek şekilde geçirilebilir, bu form akut hepatit olarak adlandırılır. Ayrıca hastalık neden olan virüse bağlı olarak ka­raciğerde ömür boyu kalacak ve yavaş ya­vaş harabiyete neden olabilecek şekilde de seyir gösterebilir (kronik hepatit).

Kronik hepatitler ölümcül olabilen ağır karaci­ğer yetersizliğine, karaciğer sirozuna ve ka­raciğer kanserine dönüşme riski taşır. Bu yüzden kronik hastalığın tedavisi ve dok­tor kontrolü büyük önem taşımaktadır.

Akut hepatit olarak adlandırılan ve özellik­le hepatit A virüsünün neden olduğu hepatitte şikayetler; sarılık, kusma, iştahsızlık, isteksizlik, karın ağrısı, dalgınlık, idrar ren­ginde sararma koyulaşma, şeklinde olur ve doktor muayenesinde karaciğerde büyü­me, karaciğer enzimlerinde yükselme [ (AST veya SGOT) , ( ALT veya SGPT) ] bilirubin düzeylerinde yükselme görülür.

Hepatite neden olan virüslerin insanlara geçişleri (bulaşmaları) farklı şekillerde olur. Hepatit A; sıklıkla hasta olan kişinin dışkısı ile kirlenmiş, bulaşmış, su ve yiye­ceklerle geçer, hepatit B ve C ise kan ve vücut sıvıları ile bulaşır, bu bakımdan cin­sel yolla bulaşma ve kan transfüzyonu ve hasta olan anneden bebeğe geçişi şeklinde hastalık bulaşır.

Hepatit A Hastalığı için tıklayınız…

Hepatit B Hastalığı için tıklayınız…

Hepatit C Hastalığı için tıklayınız…

Hepatit Paneli,Hepatit Testleri için tıklayınız …

Yorum yapın