Grip Aşısı Nedir?

Grip aynı zamanda “paçavra hastalığı” olarak ta bilinir. Ateş, kas ağrısı, baş ve boğaz ağrısı ve öksürükle; çocuklarda bazen kusma ve ishalle ve 1-3 hafta süreli halsizlikle seyreden bir enfeksiyon hastalığıdır. Ateş genellikle 3-5 gün sürer ve akşamları daha yüksektir. Öksürük önce kuru vasıftadır, 3-4 gün sonra balgamlı olabilir ve 2 hafta kadar sürebilir. Sıklıkla 3-4 gün süren gözde kızarıklık vardır. Gelişebilecek en önemli istenmeyen durum, ölüme dahi neden olabilen birincil veya ikincil bakteriyel zatürredir (pnömoni). Ayrıca orta kulak iltihabı, sinüzit gibi diğer bakterilere bağlı solunum yolu enfeksiyonları da, influenza dan sonra sık görülür.

Etken

Etken büyük epidemiler (kıtalar arası yayılım) yapabilen influenza A ve influenza B virüsleridir. Ortomiksovirus grubunda yer alan influenza virüsünün A, B, C ve D olarak adlandırılan 4 farklı tipi vardır, ancak D tipi insanlarda patojen değildir, C ise seyrek görülür.

Epidemiyoloji

İnfluenza kişiden kişiye direk temas veya solunum yolu sekresyonları ile kontamine olmuş materyal yolu ile bulaşır. En yüksek atak hızı kreş ve ilkokul çocuklarında görülür. Çocuklarda yıllık atak hızı %10 – 40’dır. Bir ile üç gün arasında değişen bir kuluçka döneminden sonra belirtiler ortaya çıkar. Belirtiler başlamadan 24 saat önce ve belirtilerin bulunduğu süre boyunca (5-7 gün) bulaşıcıdır.

Tanı:

Belirti ve bulgularla tanı konulur. Genellikle laboratuvar testi gerekmez. Şüpheli durumlarda boğaz sürümüşünde antijen testi ve hücre kültürü yapılabilirse de, bu testlerin klinik uygulamadaki yeri sınırlıdır. Ayırıcı tanı: Soğuk algınlığı, tonsillit (bademcik iltihabı), sinüzit ve diğer ateşli hastalıklar.

Tedavi:

A. Spesifik tedavi: Amantadine ve rimantadine hastalığın başlangıcından sonraki 48 saat içerisinde verildiğinde, ateşin ve diğer belirtilerin süresini kısaltır, normal günlük aktivitelere daha kısa sürede başlamayı sağlar. Geç başlanan tedavinin etkisi yoktur. Ancak rutin kullanılmaları önerilmemektedir. Daha çok influenzanın komplikasyonlu seyrettiği risk gruplarında uygulanmaları uygun olur.

B. Semptomatik tedavi: İlk 4 gün, ateş süresi uzarsa ateş normale dönünceye kadar yatak istirahati ve sıvı alımının artırılması uygun olur. Ateş ve baş ağrısı, genel vücut ağrısı,nazal konjesyon (burunda doluluk), sinüs ağrısı ve sinüs konjesyonu,burun akıntısı, gözlerde sulanma,öksürük,boğaz ağrısı gibi belirtilerde Parasetamol (1. tercih),

Salisilat (influenzalı çocuklarda Reye Sendromu riski nedeniyle kullanılmamalıdır), İbuprofen,Dekonjestanlar (Uzun süreli kullanılmaları sakıncalı),Antihistaminikler,Öksürük ilaçları,Ekspektoranlar,Antihistaminikler (Yeni nonsedatizan antihistaminiklerin

öksürüğü baskılayıcı etkisi yoktur) Boğaz spreyleri ve pastiller (Etkileri 5-10 dakika gibi kısa

sürelidir)kullanılır.

Korunma:

Hastalığın solunum yolu ile bulaşması nedeniyle, hasta kişilerin kapalı ortamlarda sağlıklı insanlarla bir arada olması influenza virüsünün etrafa yayılmasını kolaylaştırır. Bu nedenle hastaların semptomatik oldukları dönemde iş veya okula gitmeleri uygun değildir.

Büyük epidemiler sırasında hastaların kapalı ortamda sağlıklı insanlarla bir arada bulunduğu, okul ve kışla gibi yerlerin geçici sürelerle kapatılması gerekebilir.

A. Aşı ile korunma:

İnaktif aşı yıllık olarak sonbaharda uygulanırsa, 6 ay süre ile oldukça koruyucudur. Yeni geliştirilen nazal aşı ise henüz lisans aşamasındadır. Çocukluk yaş grubuna özel olarak baktığımızda; aşılanması önerilen çocukları özellikle şu şekilde ıralayabiliriz: Astım dahil, süreğen akciğer ve kalp hastalığı bulunanlar; bir önceki yıl içerisinde tıbbi takip veya hastaneye yatmayı gerektiren süreğen metabolik veya böbrek veya kan hastalığı bulunanlar veya bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar; uzun süreli aspirin tedavisi uygulananlar (Reye sendromu riski nedeni ile), yüksek riskli kişilerle aynı evde yaşayanlar.

Aşılanmaması gereken kişiler: Yumurtaya, latekse veya timerosala karşı anafilaktik reaksiyonu olan ve Guillain Barre sendromlu hastaların aşılanmamaları önerilir. Ayrıca akut ateşli enfeksiyonu olanların da hastalıkları geçinceye kadar aşılanmaması uygun olur.

Aşı uygulanma zamanı: Aşı uygulandıktan 1-2 hafta sonra korumaya başlar ve 6-12 ay süre ile koruyuculuk devam eder. Ülkemizde influenza kasım- nisan aylan arasında sık görüldüğünden, eylül ve ekim aylarında aşının uygulanmasında yarar vardır. Dokuz yaş altında ilk aşılamada bir ay ara ile iki doz şeklinde uygulanan aşının, yetişkinlere her yıl

0.5 ml, deltoid (omuz kası) içerisine i.m. bir kez yapılması yeterlidir. Aşı 13 yaşın altında uygulanacaksa, split tipi (antijenitesi az) verilmelidir. Bu tipte febril reaksiyon şansı daha düşüktür. Ayrıca 3 yaşın altında 0.25 ml verilir. Süreğen hasta ve yaşlı bakım evlerinde kitle aşılanması şeklinde programlar yapılmalı, risk grubundaki kişiler ise sonbahardaki bir kontrol sırasında aşılanmalıdır. Hastanede yatan riskli kişilerin taburcu olurken aşılanmasından bakımlarını yapan hekim sorumludur.

Aşılamanın influenza mevsimi geçmeden bitirilmesi gerekir. Aşının koruyuculuğu oldukça iyidir. Ancak gerek virüs hızlı antijenik yapı değiştirdiğinden, gerekse de influenza dışında birçok farklı virüs benzer belirtilere neden olduğundan, aşılanmış kişiler hastalığı geçirebilir. Yine de bu kişilerdeki enfeksiyon aşılanmamış kişilere göre daha hafif seyretmektedir.

İnfluenza aşısının en sık görülen yan etkisi aşının yapıldığı yerde 2 gün kadar sürebilen ağrıdır. Aşı canlı virüs içermediğinden, influenzaya neden olmaz, ancak alerjik olaylar nedeniyle influenzaya benzeyen hafif belirtiler görülebilir. Uygulanan aşının o yıl için hazırlanmış olmasına dikkat edilmelidir.

B. İlaçla korunma:

Günümüzde influenzaya karşı kullanılan iki ilaç vardır: Amantadine hydrochloride ve Rimantadine hydrochloride. Bu ilaçlar tip A virüsün replikasyon siklusunu bozar, tip B virusa karşı etkisizdir, mekanizma tam olarak bilinmemektedir. Amantadine ve rimantadine korunmada %70-90 etkilidir. Antiviral ajanlar koruma amaçlı kullanıldıklarında hastalığı önleyebilirler.

Yüksek riskli kişilerin bulunduğu kurumlarda influenza A salgını ortaya çıktığında, aşının koruyucu etkisi 1-2 haftada başladığından, çocuklarda ise ilk aşılandıklarında aşının etkinliği için 6 hafta kadar süre gerektiğinden, enfeksiyonun yayılımını azaltmak için, mümkün olan en kısa sürede ilacın başlanması düşünülebilir, İlaç aşısı olmayan bütün personele de uygulanmalıdır.

Yorum yapın