Lösemi (Çocukta)

Çocukluk çağı lösemisi kandaki akyuvarları (lökosit) ilgilendiren bir çeşit kanserdir. Akyuvarlar kemiklerin ortasında bulunan kemik iliğinde üretilir. Akyuvarların görevi enfeksiyonlara karşı vücudu savunmaktır. Lösemili bir çocukta kemik iliği çok sayıda anormal akyuvar üretmektedir. Bu çok sayıdaki anormal akyuvarlar kemik iliğini kaplamakta ve normal kan hücrelerinin yapımını engellemektedir.

Çocukluk çağında görülen üç tip lösemi bulunmaktadır:

Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL), Akut Myeloblastik Lösemi (AML) ve Kronik Myeloid Lösemi (KML).

Yaş

Lösemi tüm yaş grubu çocuklarda görülebilir; ancak en sık görüldüğü yaş grubu 28 yaştır. Çocuklarda görülen en sık kanser lösemidir.

Cinsiyet

Lösemi erkek çocuklarda daha sık olmakla birlikte her iki cinste de görülebilmektedir.

Risk Faktörleri

 Löseminin neden geliştiği henüz tam olarak bilinmemektedir.

Ancak lösemi riskinin daha sık görüldüğü bazı durumlar şunlardır:

Myelodisplastik sendrom

Down sendromu gibi bazı genetik hastalıklar

Bağışıklık sistemini zayıflatan ilaçların kullanımı

Yüksek dozda radyasyona maruz kalmak

Benzen ya da formaldehid gibi kimyasallarla çalışmak

İnsan T hücre lösemi virüsü gibi bazı virüsler

Sigara içme ya da sigara içilen ortamlarda bulunma

Ancak bu sayılanlar risk oluşturmakla birlikte; bu risklere sahip pek çok insanda da lösemi gelişmemektedir. Lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir.

Belirti ve Bulgular

Solukluk, kolay morarma, diş eti, burun kanamaları, ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, gece terlemesi, eklem ve kemiklerde ağrı, karında şişlik (Karaciğer ve dalaktaki büyümeye bağlı olarak), boyun, kasık ve koltuk altlarındaki bezelerde şişme (lenfadenopati), kilo kaybı, halsizlik.

Tanı

Lösemi şüphesi olan hastaların kemik iliği incelemelerinin yapılması gerekmektedir. Sıklıkla kalça ya da bacak kemiğinden alınan kemik iliği örneklerinin mikroskopik, genetik, hücre yüzey belirleyicilerinin (immün fenotip) incelenmesi ile lösemi hastalığı ve tipi belirlenmektedir.

Ayrıca lösemi hastalığının yayılımını belirlemek için hastaların bel omurgaları arasından beyin omurilik sıvısı (BOS) alınıp incelenmektedir. Yine yayılımın belirlenmesi amacıyla karın ultrasonografisi (USG), göz incelemesi, kemik grafileri, akciğer grafisi çekilmektedir.

Tedavi

Lösemi tedavisi hastalığın tipi, yayılımı, geliş akyuvar sayısı ve hastanın genetik sonuçlarına göre hastadan hastaya farklılık gösterebilir.

Günümüzde Lösemi Tedavisi temel olarak ikiye ayrılmaktadır:

1. Destek tedaviler: Kan verilmesi, enfeksiyon ve ağrı kontrolü, bağışıklık sistemini güçlendirecek tedaviler, beslenme

2. Temel tedaviler:

a. İlaç tedavisi= Kemoterapi

b. Işın tedavisi= Radyoterapi

c.Kemik iliği nakli (transplantasyonu)(KİT)

Lösemi tedavisinde kullanılan ilaçlara kemoterapi denilir. Bu ilaçlar tedavi süresince ağızdan, kas içine, damar içine ve beyin omurilik sıvısı içine uygulanmaktadır.

Kemoterapi ilaçları kanser hücrelerinin bölünmesini durdurmaktadır. Ancak bu sırada vücuttaki normal hücrelerin de bölünmesini durdurduğundan kemoterapi alan hastalarda saçlarda dökülme, ağızda yaralar ve ishal gibi yan etkiler ve akyuvarların dışında kanda bulunan diğer hücrelerde (alyuvarlarda ve kan pulcuklarında) azalma olabilir. Bu nedenle kemoterapi alan hastalarda kansızlık (anemi) ve kanama görülebilir. Bu durumlar geliştiği takdirde hastalara bu kan elemanlarını içeren torbalarda dışarıdan kan verilmesi gerekebilir.

Lösemi hastalarının aldıkları kemoterapi nedeniyle akyuvar (lökosit) sayılan da azalabilir ve enfeksiyonlara yatkınlık gelişebilir. Bu nedenle hastaların ve yakınlarının maske takması ve el temizliğine dikkat etmesi son derece önemlidir. Aynca lösemi hastaları hematoloji ünitesinde takip eden doktoru ile görüşülmeden aşılanmamalıdır. Bu sayılan yan etkiler tüm kemoterapi ilaçlarının ortak yan etkileridir.

Diğer bir ortak yan etki de bulantı ve kusmadır. Kemoterapi uygulanmadan önce verilecek kusma önleyici ilaçlar bu yan etkiyi azaltmaktadır. Kemik iliği naklinin yapılabilmesi için hastanın dokularının uyduğu bir vericisinin olması gerekmektedir. Yüksek riskli hastalar dışında ALL hastalarında kemik iliği naklinin ilk planda yapılması tercih edilmemektedir. AML olgularında tanıdan sonra kemoterapi ile remisyon sağlanabilirse düşük risk grubu dışındaki tüm hastalara doku tipi tam uygun kardeş varlığında kemik iliği uygulanması standart tedavi yaklaşımı olarak önerilmektedir.

Seyir

ALL’de tedavi sırasında ya da sonrasında hastalık %20-30 riskle tekrarlayabilmektedir (relaps). ALL hastalarında hastalık tekrarladığında doku uygun vericisi varsa kemik iliği nakli; doku uygun vericisi yoksa daha yoğun kemoterapi protokolleri uygulanmaktadır. Öte yandan AML’de tedavi sırasında ya da sonrasında hastalık %30-40 riskle tekrarlayabilmektedir. Bu nedenle uygun verici varlığında düşük risk grubundaki hastalar dışında kemoterapi ile hastalar remisyona girdikten sonra AML’de ilk tedavi seçeneği kemik iliği naklidir.

Lösemi tedavisinde amaç hastayı remisyona sokmaktır. Remisyon kandaki kanser hücrelerinin (blast) kaybolması; kemik iliğindeki kanser hücrelerinin de %5’in altına düşmesi demektir. Hasta remisyona girdikten sonra tedaviye 2-3 yıl daha devam edilir ve böylece tüm kanser hücrelerinin temizlenmesi sağlanır.

Bazen hastalık tedavi devam ederken ya da tedavi kesildikten sonra tekrarlayabilir. Bu durumda başka kemoterapi ilaçları ya da kemik iliği nakli uygulanır. Lösemi tanısı alan hastalar tedavi kesildikten sonraki 5 yıl boyunca remisyon halini koruyabilirlerse buna şifa hali denilir.

 

Yorum yapın