Organ Nakli

Süreğen organ yetmezliği gelişen pek çok durumda günümüzde en iyi tedavi yöntemi organ naklidir. Organ nakli gerektiren hastalıklar yeterli organ kaynağı yaratılamaması nedeni ile ülkemizde ve dünyada önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Karaciğer, kalp ve akciğer gibi hayati organlan çalışmayan hastalar, nakil için gerekli organları bulamadıkları için yaşamlarını kısa sürede kaybetmektedir. Böbrek yetmezliği olan pek çok hasta ise diyalizin getirdiği pek çok sorunla boğuşmaktadır. Organ bulunduğu taktirde bu hastalar hayatlarını verimli bir şekilde sürdürebilecek, yaşam süreleri ise uzayacaktır. Ne yazık ki organ nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmakta, bir çığ gibi büyümektedir.

Organ Nakli Nedir?

Organ nakli vücutta görev yapamayacak kadar hasta olan bir organın yerine onun görevini yapabilecek sağlam bir organın cerrahi yöntemlerle nakledilmesidir. Her biri çok özel bir göreve sahip olan organların görevlerini yerine getirememesi yaşamı tehlikeye atmaktadır.

Organ Naklinin Tarihçesi:

İnsan oğlunun organ nakline olan merakı nerede ise insanlık tarihi kadar eskidir. Bronz çağa kadar uzanan bulgular vardır. Milattan sonra (MS) 3. yüzyılda Anadolu’da yapılan bir uzuv nakli “siyah bacak mucizesi” olarak anılır ve nakli yapan ikiz kardeşler, Damian ve Cosmos, aziz olarak nitelenir. Mitolojide organ nakli ise Kimera’da (Chimera) vücut bulmaktadır. Kimera aslan kafalı, keçi ayaklı ve yılan kuyruklu bir yaratık olup aynı vücutta farklı 3 türden canlının organının bulunmasını temsil etmektedir.

İlginç olarak çok eski çağlarda birbirinden habersiz olan topluluklarda benzer kimera motiflerine rastlanmaktadır. Modern tıpta ilk başarılı organ nakli 1954 yılında Dr. Joseph E. Murray tarafından Amerika Birleşik Devletlerinde, ülkemizde ise 1975 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi’nde yapılmıştır. Türkiye’de organ bağışı ve nakli ile ilgili bir kanun bulunmaktadır. 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli” kanunu 3 Haziran 1979da yürürlüğe girmiştir.

Bu kanuna göre;
• Canlıdan organ nakli için 18 yaşını doldurmuş olması ve akli dengesinin yerinde olması şarttır.
• Canlıdan organ naklinde verici kişinin maddi bir çıkarı olması ve/veya bunu bilen doktorun organ naklini yapması suçtur.
• Kadavradan organ naklinin yapılabilmesi için beyin ölümü belgesinin hazırlanmış olması, kişinin sağlığında organlarını bağışlamış olması, bağışladığına dair bir belge yoksa yakınlarının rızasının alınması şarttır. Kişinin ölümü anında yanında herhangi bir yakını yoksa ve üzerinde organlarını bağışlamadığına dair herhangi bir belge çıkmadığı sürece organların alınması 2594 sayılı yasayla müsait kılınmıştır.• Ölünün fiziki bütünlüğünü değiştirmeyen organlar; örneğin kornea (gözün saydam tabakası), herhangi bir bağış ya da izin aranmaksızın nakil için alınabilir.
• Organ alımı, satımı, bunun ticaretinin ya da reklamınm yapılması ağır ceza gerektiren bir suçtur.
• Adli nedenlerle ölen kişilerin organları nakil için çıkartılırken yapılan ameliyattaki bulgular adli rapora eklenir ve otopsi bu ameliyattan sonra gerçekleştirilir. Adli işlemler organ nakli için yapılan işlemleri geciktiremez.

Hangi Organların Nakli Yapılmaktadır?

En sık yapılan organ nakli böbrek ve karaciğerdir. Bunların yanında kalp, akciğer, pankreas ve bağırsak nakli de yapılabilir. Bunlarla birlikte kornea (gözün saydam tabakası), kemik, tendon (kiriş), kemik iliği, deri, kalp kapakçığı gibi dokularında nakli yapılmaktadır

Organ Nakli Kimlerden Yapılır?

Organ nakli canlı vericilerden ve kadavra (ölü) vericilerden yapılabilir.

Kadavra Vericiden Nakil Ne Demektir?

Organları bağışlandığı takdirde beyin ölümü gerçekleşen kişilerden yapılan nakillere kadavra vericiden nakil denir. Kadavradan organ nakli yapılabilmesi için beyin ölümünün gerçekleşmiş olması gereklidir.

Beyin Ölümü Nedir ?

Beyin, beyincik ve beyin sapı (hayati merkezlerin yer aldığı bölge) fonksiyonlarının geri dönülmez şekilde kaybolduğu, mutlak ölümle sonuçlanan süreçtir.

Organ Bağışı Nedir?

Kişinin hayatta iken hiç bir baskı altında kalmadan, öldükten sonra organlarının başkalarının tedavisi için kullanılmasına izin vermesi veya beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın yakınlarının ölen kişinin organlarının başka hastalara nakline izin vermesine organ bağışı denir. Organ bağışında gönüllülük esastır, “bir bedel veya çıkar karşılığı organ ve doku alınması ve satılması” yasalarımızca yasaktır.

Kimler Organ Bağışında Bulunabilir?

Ülkemizde organ bağışı 2238 sayılı “organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve nakli hakkındaki kanuna” göre düzenlenmiştir.
Sağlığında on sekiz yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir. Kişi sağlığında bağış yapmadıysa öldükten sonra eşi, reşit çocukları, ana veya babası veya kardeşlerinden birisi; bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatiyle ölüden organ ve doku alınabilir. Bağışlanan organlar Sağlık Bakanlığı bünyesindeki organ nakli bilim kurullarının belirlediği kurallar çerçevesinde bekleme listelerindeki uygun hastalara takılır. Her organın özelliğine göre kurallar farklıdır. Din, dil, ırk, zengin-fakir ayırımı yapılmaz.

Canlı Vericiden Nakil Ne Demektir?

Sağlıklı bir kişi, kendi sağlığını tehlikeye sokmayacak durumlarda bir organını veya organının bir parçasını ihtiyacı olan bir kişiye bağışlayabilir. Bağışı yapan kişiye canlı verici denir. Sağlıklı kişilerden yapılan bu nakillere canlı vericiden nakil denir. Canlı verici olacak kişilerin 18 yaşını doldurmuş olması, akli dengesinin yerinde olması, yapılacak işlemden kesinlikle zarar görmeyecek olması ve bir karşılık beklemeden hür iradesi ile karar vermiş olması gereklidir. Ülkemizdeki yasalara göre canlı vericiden nakil yapılabilmesi için alıcı kişi ile 4. derece kan bağı dahil akraba veya eşi olmalıdır.
1. derece akrabalar: Anne, baba, çocuk
2. derece akrabalar: Kardeş, dede, nine, torun
3. derece akrabalar: Amca, hala, dayı, teyze, yeğen (kardeş çocuğu)
4. derece akrabalar: 3. derecedekilerin çocukları

Organ Naklinin Dini Yönü:

Başta İslam dini olmak üzere bütün büyük dinler organ nakli ve bağışını desteklemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamış ve “insanın insana yapacağı en büyük yardım” olarak tanımlamıştır.

Organ Nakli Nasıl Yapılır?

Organa göre değişik kurallar vardır. Öncelikle kan grubu uyumuna bakılır. Kadavradan nakil yapılacaksa bekleme listeleri gözden geçirilir. En uygun alıcı aday veya adaylar belirlenir. Daha sonra çeşitli testlerle organın alıcı tarafından kabul edilip edilmeyeceği değerlendirilir. Eğer testler organın alıcı tarafından reddedilmeyeceğini gösteriyorsa nakil yapılır.

Organın Rejeksiyonu (Reddi) Nedir?

Eğer takılan organ hastanın tek yumurta ikizi gibi genetik olarak tamamen aynı bir bireyden yapılmadıysa alıcının savunma sistemi organı yabancı olarak algılayıp karşı bir reaksiyon geliştirecektir. Rejeksiyon vücudun savunma sistemlerinin organa karşı geliştirdiği reaksiyonu açıklamak için kullanılan bir terimdir. Rejeksiyon gelişen organ kısa sürede işlevini yitirir ve çalışmaz hale gelebilir. Organın reddedilmemesi için alıcı bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmalıdır. Bu ilaçlara immunosupresif ilaçlar denir.
Organ nakli ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının koordinasyonu ve denetiminde, üniversitelerin, kamu ve özel sağlık kuruluşlarının katılımıyla. “Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi” kurulmuştur.

Sistemin amacı, ülke genelinde organ ve doku nakli hizmetleri alanında çalışan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli koordinasyonu sağlamak, sınırlı sayıda temin edilebilen organ ve dokuları, bilimsel kurallara, tıbbi etik anlayışına uygun olarak, adaletli bir dağıtımla, en uygun hastalara, en kısa süre içerisinde naklini sağlamaktır. Ülke genelinde “kadavra donör (verici)” tespit edildiğinde, görevli organ nakli koordinatörleri bu bilgiyi Ulusal Koordinasyon Merkezine bildirmektedir. Bu merkez, ilgili mevzuata uygun olarak organların nakil merkezlerine dağıtımını sağlamaktadır. Organ bağışının artması toplumda yaşayan bireylerin konuyu algılama biçimleri ile yakından ilgilidir. Kişilerin organ bağışı konusunda “bağımsız” ve “doğru” karar verebilmeleri için doğru olarak bilgilendirilmeleri çok önem taşımaktadır. Türkiye’de konu ile ilgili çalışmaların artırılmasına ihtiyaç vardır.

Yorum yapın