Yaralanmalar ve Korunma

Yaralanmalar ve  Korunma

Yaralanma, insan vücudunun “kasıtlı” veya “kasıtsız” olarak termal, mekanik, elektriksel veya kimyasal enerjiye maruz kalması veya oksijen ve ısı gibi yaşamsal unsurlardan uzaklaşması nedeniyle ortaya çıkan durumdur. Kasıtsız yaralanmalar “kaza” olarak tanımlanırken, kasıtlı olan yaralanmaların temelinde kişilerin şiddete maruz kalmaları yer almaktadır.

Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaralanmalar önemli sağlık sorunlan arasında yer almaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde güvensiz insan davranışları ve çevre olumsuzlukları yaralanmaların sık olarak görülmesine neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde teknolojideki gelişmeler ve endüstrileşme toplumun refah düzeyini artırırken ileri teknoloji ve güvensiz davranışlar yaralanma görülme sıklığının artmasına neden olmaktadır. Sağlık boyutunun yanı sıra yaralanmalar nedeniyle meydana gelen ekonomik kayıplar ve toplumda yol açtığı psiko sosyal sorunlar da dikkate alındığında yaralanmaların halk sağlığı yönünden önemi daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.

Yaralanmaların oluş mekanizması

Yaralanmaların oluş mekanizmasının analizinde üç etmenin rol oynadığı görülmektedir: Kişi, çevre ve yaralanmaya neden olan araç. Bu üç etmenin yaralanma sırasındaki durumu değerlendirildiğinde yaralanmanın temel nedeni ortaya çıkarılabilir. Kişisel faktörler içinde riskin bilincinde olmama, deneyimsizlik, bulma ve keşfetme merakı, risk alma davranışı, psikolojik uyumsuzluk, duygusal strese artma, yorgun olma, uyuşturucu/uyarıcı ilaç kullanma, kişisel koruyucu kullanmama gibi kişiye bağlı nedenler sayılabilir.

Çevre faktörleri arasında ise gerekli kanunların olmaması, mevcut kanunların uygulanmasında yetersizlikler, güvensiz çevre koşulları ve tehlikeli davranışlara özendirici reklamlar sayılabilir. Yaralanmanın tipine göre etmene ait faktörler değişebilmektedir. Örneğin trafik kazaları için otomobilin yeterince güvenli olmaması, bakımlarının yaptırılmamış olması gibi değişik durumlar kaza nedeni olabilir.

Yaralanmalardan korunma

Yaralanmaların oluş mekanizması değerlendirildiğinde önlenebilir oldukları görülmektedir. Örneğin bir trafik kazasının oluş mekanizması değerlendirildiğinde yaralanma nedenleri şu faktörler olabilir:

-Sürücüye ait faktörler (hızlı araba kullanma, alkollü araba kullanma, emniyet kemeri kullanmama vb),

-Yola ait faktörler (yolda yeterli sinyalizasyon olmaması, yolun buzlanması vb) ve

-Arabaya ait faktörler (bakımının yapılmamış olması, tekerleklerinin bakımsız olması, fren sisteminde olan arıza vb).

Bu etmenlerin hepsi önlenebilir nedenlerdir. Koruyucu önlemler yaralanmanın oluştuğu çevreye ve yaralanan kişiye yönelik olarak alınır. Çevreye yönelik yapılan müdahaleler “çevrenin olumlu hale getirilmesini” amaçlamaktadır. Çevreye yönelik olarak olumlu fizik koşulların yer aldığı listeler bulunmaktadır. Çevrenin olumlu hale getirilmesi ile ilgili uygulamalarında bu tür listelerin kullanılması önerilmektedir. Çevreye yönelik müdahaleler genellikle pahalıdırlar. Gelişmekte olan ülkelerde toplumun çevreye yönelik yapılan müdahalelere katkısının az olduğu bilinmektedir.

Kişiye yönelik olan önlemler ise “kişinin güvenli davranışlara sahip olmasını” amaçlamaktadır. Kişilerin yaralanmalara neden olacak davranışlardan kaçınması gerekmektedir. Kişiye yönelik müdahaleler de kişinin davranış değişikliği amaçlandığı için kişinin önce bilgi sahibi olması, güvenli davranışları benimsemesi ve uygulamaya geçirmesi gerekmektedir. Yaralanmaların önlenmesinde en önemli engelleyici etmen “kadercilik” yaklaşımıdır.

Türkçe’de ve bir çok yabancı lisanda kaza yaklaşımında kadercilik yaklaşımını destekleyen pek çok deyiş bulunmaktadır. Kazaların önlenmesine yönelik yapılan eğitim müdahalelerinde “kadercilik” yaklaşımının özellikle davranışları değiştirmede bir engel taşıdığı bilinmektedir. Güvenli davranışların oluşmasına yönelik eğitim müdahaleleri, çevreye yönelik yapılan olumlu müdahalelere uyulmasını da amaçlamaktadır. Her yaş grubunda farklı tür yaralanmalar görülmektedir. Bu nedenle yaralanmalardan korunmada temel prensipler kullanılarak farklı öneri paketleri bulunmaktadır. Aşağıda çocuklarda sık görülen bir yaralanma nedeni olan düşmelere ilişkin olumlu çevre ortamı oluşturma ve güvenli davranış geliştirmeye ilişkin önerilerden bazıları sıralanmıştır.

Yaralanmalardan korunmaya ilişkin örnek

Çocuklarda düşmelere yönelik olarak bazı koruyucu öneriler:

  • Bebekler ve çocuklar her zaman gözlem altında tutulmalıdırlar.
  • Bebeğin yatağından, koltuğundan ya da herhangi bir yerden düşebileceği unutulmamalı ve bebek yalnız bırakılmamalıdır.
  • Bebeğin karyolasının yan tarafında korkuluk kapalı durmalıdır.
  • Bebek sandalyesi yüksek olmamalıdır.
  • Mobilyalar (çocuk mobilyası da dahil olmak üzere) balkon kenarından ve pencere kenarından uzak tutulmalıdır.
  • Pencerelerin açılmaması için koruyucu takılmalıdır ve pencerenin 10 cm den fazla açılmaması sağlanmalıdır.
  • Evde merdiven varsa, koruyucu kullanılmalıdır
  • Evin balkonunun korkuluklarının emniyetli olması sağlanmalıdır.
  • Evdeki döşemenin kaymaması sağlanmalıdır, ayrıca halı ya da kilimin zemin üzerinde kaymaması sağlanmalıdır.
  • Evde zeminin ıslak olmaması sağlanmalıdır.
  • Tekerlekli bebek yürüteçleri çok tehlikeli olduğu için bir çok ülkede yasaklanmıştır, kesinlikle kullanılmamalıdır.
  • Banyo küvetinin içinde plastik banyo halısı kullanılmalıdır.
  • Bisikletin çocuğa uygun olması sağlanmalıdır. Bisiklete binerken kask, dizlik ve bileklik takılmasına özen gösterilmelidir.
  • Oyun çağındaki çocuğun 1,5 metreden daha fazla yüksekliğe tırmanmasına izin verilmemelidir ve yanında bulunulmalıdır.
  • Oyun parkının zemininin yeterli kumlu olduğundan veya yumuşak malzeme ile kaplı olmasından emin olunmalıdır.
  • Çocuğun yaşıtları ile oynaması sağlanmalıdır.

 

Yorum yapın