Dikkat Eksikliği (Hiperaktivite) Bozukluğu
Çocukluk döneminde görülen dikkat eksikliği (hiperaktivite) bozukluğunun geçmiş yıllarda kendiliğinden düzelen bir durum olduğu düşünülmekteyken; uzun süreli iz-
çocukluklarında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olanların %80’inin ergenlik döneminde de belirtilerinin devam ettiği, bu çocukların %30-65’lik bölümünün de dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtilerini erişkinlikte de taşıdıkları belirlenmiştir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların izlemlerinde dikkati çeken bir başka bulgu; bu çocuklarda ileriki yıllarda başka psikiyatrik sorunların da oluşmasının çok daha yüksek olmasıdır. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, çocuğun erişkin yaşama hazırlanmasında önemli sorunlara yol açabilmektedir. Belirtiler çocuğun yaşantısının hemen her alanını olumsuz etkilemekte, tedavi edilmediği taktirde yoğun ruhsal ve sosyal sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Cinsiyet
Bozukluk erkeklerde kızlardan daha sıktır ve erkek/kız oranı 4: 1 ile 9:1 arasında değişmektedir.
Belirti ve Bulgular
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun okul yaşı çocuklarında görülüş sıklığı %3-5 arasında olduğu belirtilmektedir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun temel klinik özelliği kalıcı ve sürekli dikkatsizlik örüntüsü ve/veya benzer gelişim düzeylerindeki bireylere göre daha sık ve şiddetli aşırı hareketliliğin ve dürtüselliğin olmasıdır. Bu belirtilerin bazılarının 7 yaşından önce başlaması, belirtiler ve yol açtıkları aksaklıklar en az iki ortamda ortaya çıkması, belirtilerin gelişimine uygun düzeyde toplumda, okulda ya da mesleki işlevsellikte bozulmalar oluşturması tanı ölçütleri arasındadır. Hastalığın temel belirtileri dikkat sorunları, aşırı hareketlilik, istek ve dürtüleri engelleyememe şeklindedir.
Dikkat eksikliği dikkatin belirli bir noktaya toplanamaması ve kolayca dağılması, dağınıklık, unutkanlık, eşyaları kaybetme, dinlemiyormuş gibi görünme, dikkatsizce hatalar yapma gibi belirtilerle kendini gösterir. Aşırı hareketlilik uzun süre yerinde oturamama, otururken elin, ayağın kıpır kıpır olması, çoğu zaman hareket halinde olma gibi belirtilerle kendini gösterir. Dürtüsellik acelecilik, istekleri erteleyememe, düşündüğünü hemen yapma, aklına geleni hemen söyleme, sırasını beklemede güçlük çekme gibi belirtilerle kendini gösterir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip (DE), hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu tip ve Bileşik tip olarak üç alt grubu tanımlanmıştır.
Risk Faktörleri
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun nedeni biyolojik ve çok etkenli olduğu düşünülmekle birlikte birçok çocukta bozukluğun nedeni bilinmemektedir. Merkezi sinir sisteminin gelişmesindeki yetersizlik ya da hasar, genetik, nörokimyasal, psikososyal ve çevresel etkenler sorumlu tutulmaktadır. Özellikle dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan uyarıcı ilaçların üzerindeki etkileri nedeniyle bugün etiyolojide en çok üzerinde durulan nörotransmiterler Dopamin ve No-radrenalindir. Ayırıcı tanıda bazı durumlara dikkat etmek gerekir. Zeka seviyesi düşük olan çocuklar okula başladıklarında dikkatsizlik belirtileri sık gösterirler. Bu mental retardasyonlu çocuklarda ek olarak dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu da olabilir. Karşı gelme karşıt olma; hem dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile en sık görülen eş tanıdır hem de belirtileri benzediği için ayırıcı tanıda dikkat edilmelidir. Öğrenme Bozuklukları, Manik – Depresif Bozukluk, Davranım Bozukluğu ve Madde Kullanım Bozukluğuyla sıklıkla karışabilmektedir.
Tedavi
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisini çok boyutlu ele alarak tedavide aile, çocuk, öğretmen işbirliği ve ilaçla desteklemek gerekmektedir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun ilaç tedavisinde en sık kullanılan merkezi sinir sistemi uyarıcılarıdır. Bu grupta metil fenidat, dekstroamfetamin ve pemolin yer alır. Trisiklik antidepresanlardan (TCA) imipramin ve desipramin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavisinde merkezi sinir sistemi uyarıcılarından sonra en sık kullanılan ilaçlardır.
TCA merkezi sinir sistemi uyarıcılarına göre daha az etkin ilaçlardır ve hiperaktiviteyi azaltabilirler, fakat dikkat üzerinde etkileri o kadar iyi değildir. Son yıllarda stimulanlar kadar etkin olabileceği beklenen ve erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda daha rahat kullanılabileceği düşünülen noradrenerjik geri alım inhbitörü olan atomoxetine denenmektedir. Daha az sıklıkla olmakla beraber tedavide alfa 2 adrenerjik reseptör (klonidin, guanfasin), nöroleptikler, fenfluramin, lityum ve antikonvülzanlar kullanılmaktadır.
Seyir
Ergenlik ve erişkinliğe kadar devam eden davranış ve dikkat sorunlarına neden olmakta, düşük benlik saygısına, akademik açıdan başarısızlığa, yasalarla sık sorun yaşamalarına, daha fazla trafik kazasına yol açmalarına ve daha fazla trafik suçu işlemelerine neden olduğu bildirilmiştir. Karşı gelme, karşıt olma, öğrenme bozukluğu, anksiyete bozukluğu, depresyon dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile sıklıkla birlikte görülen eş tanılardır. Olguların yaklaşık 1/3’ünde ileriki yıllarda alkol-madde kullanımı, depresyon, anksiyete bozukluklan, %10-50’sİnde davranım bozukluğu görülmüştür. Genellikle erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu hastalarında görülen eş tanılar çocukluk çağına benzemekle birlikte daha yaygındır.