Hasta Bina Sendromu Nedir?
Kapalı ortamlar insanların zamanlarının yaklaşık %80-90’ını geçirdiği evler, okullar, iş yerleri, hastaneler, kütüphaneler, kapalı spor salonları, eğlence yerleri ve taşıtlar gibi yerlerdir. Çocuklar, yaşlılar, özürlüler ve süreğen hastalığı olanlar ise zamanlarının yaklaşık %95-98’ini kapalı ortamlarda geçirmektedirler. Günümüzde teknolojideki değişiklikler, doğal ürünlerden sentetik ve kimyasal ürünlere geçiş, yaşam biçimi değişiklikleri nedeni ile kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması, evlerde enerji tasarrufunun sağlanması için giderek daha iyi yalıtılmış binalarda yaşanması ve kişilerin kapalı ortamlarda yaşanan sağlık sorunlarının daha fazla farkında olması nedeni ile kapalı ortam hava kalitesi ile ilişkili sağlık sorunları daha fazla görülmeye başlanmıştır.
Kapalı ortam hava kalitesi ile ilgili sorunların tanımlanması 1970’li yılların başındaki enerji krizi sonrası, enerji kısıtlamasının uygulandığı döneme rastlamaktadır. Benzin fiyatlarındaki artış nedeni ile enerji giderleri yükseldikçe enerji tasarrufu gündeme gelmiş ve bunun için de binalarda havalandırmanın azaltılması yoluna gidilmiştir. Binalar, geçirgenliği hemen hemen hiç olmayan bir “kabuk” ile kaplanmış ve pencereler sürekli kapalı tutulmuştur. Bu dönemlerde doğal ürünlerin yerini sunta, sentetik ve plastikler almaya başlamıştır. Binalarda kullanılan kimyasalların (temizlik ürünleri, dezenfektan, kozmetik ürünler, böcek öldürücüler, boya, yapıştırıcı vb) çeşit ve miktarlarında daha da fazla artış olmuştur. Bilgisayar kullanımının giderek artması da binaların sıcaklık ve elektromanyetik yükünün artmasına neden olmuştur.
Binanın ısınması, nem miktarının da azalmasına neden olmuştur. Dış ortam hava kirliliği, sigara dumanı, bakteriler, küfler, mantarlar, radon ve elektromanyetik radyasyon da kapalı ortam havasını etkilemektedir. Ayrıca binalarda yaşayanların etkinlikleri, sigara içmek, yemek pişirmek, temizlik yapmak, evde bazı hobilerle ile uğraşmak, bazı kimyasal maddeler ile parçacıkların kapalı ortam havasına eklenmesine neden olmaktadır. Yetersiz havalandırma, yüksek sıcaklık ve nem düzeyi de bazı kirleticilerin ortamdaki miktarlarının artmasına neden olmaktadır.
Kirleticiler kapalı ortamlarda dış ortamlara göre 2-5 kat daha fazla olmaktadır. Kapalı ortam havasında biriken kirleticiler ile ilgili en önemli sorun, bu kirleticilerin çok kolay dağılmaması ve birikmesidir. Kapalı ortam kirliliğinden etkilenme riski binanın havalandırmasına ve bina yapısında bulunan kirleticilerin tipine, karışımına ve özelliklerine göre değişmektedir. Uygun planlanmamış ya da bakımı yeterli olmayan havalandırma sistemleri bu sorunların daha da artmasına neden olmaktadır. Yetersiz havalandırma kapalı ortam havasına dışarıdan temiz hava gelmemesine neden olmakta, aynı zamanda kapalı ortamdaki bazı kaynaklardan ortama bırakılan hava kirleticilerinin de dış ortama taşınmasına engel olmaktadır.
Yetersiz havalandırması olan binalarda yaşayanlarda göz, burun, boğazda rahatsızlık hissi, yorgunluk, nefes darlığı, hapşırma, deride kaşıntı, kızarıklık, huzursuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, bulantı, ve unutkanlık gibi yakınmalar ortaya çıkmaktadır. Uzun süreli etkilenim kansere neden olabilmektedir. Bunların yanı sıra kişilerin verimliliğinde azalma, kullanılan malzeme ve mobilyaların erken bozulması, insanların moral bozukluğu ve ilişkilerin bozulması da söz konusu olmaktadır.
Bazı kirleticiler veya mikroorganizmalar eğer yüksek miktarlarda iseler bazı sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Akut etkilenim olduğunda ortaya çıkan bir grup belirtiyi ve hastalığı tanımlamak için genellikle “Hasta Bina Sendromu” kullanılmaktadır. Hasta Bina Sendromu genellikle ortak bir kapalı ortamı paylaşan çok sayıda kişide görülmekte ve bu kapalı ortamda alınan önlemlerle düzelebilmektedir. Şikayetler o ortamda bulunulan süreyle ilişkilidir. ortama girdikten birkaç saat sonra başlar ve ortamdan ayrılınca belirtiler kısa sürede düzelir. Şikayetler bir oda veya bölgeye sınırlı olabileceği gibi; bina genelinde de gözlenebilir.
Belirti ve Bulgular
Halsizlik yorgunluk, baş ağrısı, burun tıkanıklığı ya da akıntısı, boğaz kuruluğu, gözlerde kızarıklık, kaşıntı, cilt problemleri, tat ve koku almada değişiklik
BİNANIZ HASTA MI?
1. Yakınında ana yol ya da fabrika vb var mı?
2. Binanız yeni mi ya da yakın zamanda boya, tamirat vb yapıldı mı?
3. Binanız çok iyi yalıtılmış mı?
4. Çok geniş bir alana mı yerleşmiş?
5. Binanızın zemini boydan boya halı kaplı mı?
6. Kitaplar, kağıtlar vb kapaksız dolaplarda mı?
7. Binada merkezi ısıtma sistemi var mı?
8. Bina yeterince havalandırılıyor mu?
9. Havalandırma için klima kullanılıyor mu? Kullanılıyorsa bunların bakımı yapılıyor mu?
10. Binada çok sayıda bilgisayar, fotokopi makinesi vb var mı?
11. Binada nem, küf vb var mı?
Korunma önerileri
- Kapalı ortamlarda sigara içilmesi engellenmeli,
- Ev içi yemek pişirme ve ısınma vb aktivitelerde fosil yakıtlar yerine daha temiz yakıtların kullanımı yaygınlaştırılmalı,
- Evlerde nem oranını yükseltecek alanlarda aspiratör vb. aletler kullanılmalı,
- Etkin havalandırma sağlanmalı,
- Uçuculuğu ve zararlı etkisi düşük bileşiklerden oluşan malzemeler kullanılmalı.
- Fibröz materyallerin kullanımını olabildiğince azaltmalı ve silinebilen yüzeyler artırılmalı,
- Yeni mobilyaları kapalı ortamlara yerleştirilmeden önce havalandırılman,
- Dosya, kitap ve kağıtları kapalı dolaplarda saklanmalı,
- Binanın hava girişleri, yoldan ve diğer kirlilik kaynaklarından uzağa yapılmalı,
- Havalandırma sistemlerinde etkinliği yüksek olan filtreler kullanılmalı,
- Filtrelerin bakımını zamanında yaparak kirlenmelerini ve kirli havayı geçirmelerini engellemelidir.