Çevre Sağlığı (Nedir, Tanımı, Uygula Alanları)
İnsan sağlığı, çevre ile genetik örüntüsü arasındaki etkileşimin bir ürünüdür. Kişi daha döllenme anından başlayarak bir çok çevresel sorundan etkilenmektedir. Bu etkilenme doğumdan ölüme kadar çok değişik boyutlarda olmaktadır. Çevre; dışımızda bulunan her şeydir. Bu tanım bütün canlılar ve cansızlar için geçerlidir. Yanlış yerde bulunan her türlü şey “kir” olarak tanımlanabilir. Bunun bulunması “kirlenmedir“.
Çevre Kirliliği
Giderek tüm canlıların varlığını tehlikeye düşürebilecek boyutlara ulaşmıştır. Ekoloji bir yerde bulunan canlıların varlığını ve çokluğunu belirleyen etkileşimleri konu edinen bilimdir. Çevrebilim ise canlıların özellikle insanın çevre üzerindeki etkilerini inceler. Çevre sağlığı, sağlığı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen fiziksel, kimyasal ve biyolojik çevre etmenlerinin belirlenmesi ve bunların kontrol altına alınmasına yönelik uygulamaları konu edinen halk sağlığı alanıdır. Çevre sağlığı açısından çevre kişi üzerindeki dış etkilerin bütünüdür. Çevreyi önce doğal ve yapay çevre olarak ikiye ayrılabilir. Çevre hastalıklar için zemin hazırlayabilir. Sözgelimi iklim koşullarının solunum sistemi hastalıklarının artmasına yol açması, ortamda bulunan vektörlerin hastalıkların yayılımının kolaylaştırması gibi. Çevre doğrudan hastalık nedeni olabilir. Bazı hastalıkların gidişini ve sonucunu etkileyebilir. Çevresel etkenler giderek halk sağlığında daha büyük önem kazanmaktadır. Bu ağırlık bir yandan yeni çevresel etkenlerin etkili olmaya başlamasına bir yandan da diğer halk sağlığı sorunlarının kontrol edilmeye başlamasına bağlıdır.
Çevrede sağlığını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen önemli etkenler bulunmaktadır. Aynı zamanda çevre, bir yaşamı sürdürme ve sağlama sistemidir. Bu sistemin en temel öğeleri su, yiyecek ve barınaktır.
Sağlık açısından bakıldığında çevre üç ana grupta incelenir.
1. Fiziksel, jeolojik ve kimyasal çevre: Sıcaklık, soğuk, ışın, travma, içme ve kullanma suyu, atıklar, kimyasallar, konut sağlığı, iklim koşulları, hava ve su kirliliği, giyecekler, kamuya açık yerler, sağlığa az ya da çok zarar verebilme olasılığı olan kuruluşlar, coğrafi özellikler başlıca fiziksel-jeolojik-kimyasal çevre öğeleridir.
2. Biyolojik çevre: Mini canlılar (bakteriler,virüsler) en önemli biyolojik çevre etmenleridir. Bunlar ancak mikroskopla görülebilen canlılardır ve çevrede hemen her yerde yaygın olarak bulunmaktadır. Bazıları insan üzerinde hiçbir etki yapmaz. Bazılan insanlara zarar verirken bazıları yararlı olabilmektedir.
Baklagillerin köklerindeki bakteriler havadaki nitrojeni bağlayarak proteinlerin sentezini kolaylaştırırlar. Yoğurt yapımı, fermentasyon gibi olaylar, bağırsaklarımızda bazı B grubu vitaminlerin yapımı yararlı mikroorganizmaların katkısıyla sağlanmaktadır.
Ancak verem ve tifo basili gibi insanlarda önemli hastalıklar meydana getiren, zararlı mikroorganizmalar da bulunmaktadır. Bunlar değişik araç ve yollarla insan vücuduna girer ve çeşitli hastalıkların meydana gelmesine yol açarlar. Vektörler hastalık yapıcı mikroorganizmaları insanlara taşımakta olan eklembacaklılar ve kemiricilerdir. Bunlar arasında sıçan, fare gibi kemiricileri, sivrisinek, tahtakurusu, bit, pire, kene ve karasinekler sayılabilir. Vektörler sağlık açısından önemli bir grubu oluşturdukları için hayvanlardan ayrı olarak incelenmektedirler. Vektör ve kemiricilerle yayılan hastalıklar arasında tifüs, veba, basilli ve amipli dizanteri, sıtma, sarı ateş, filaryazis, ensefalit gibi hastalıklar bulunmaktadır.
Değişik kimyasal maddeler başta olmak üzere bir çok yöntem kullanarak vektörlerle savaşmamıza rağmen, hızla üreyen vektörlerin bunlara direnç kazanmaları nedeniyle tümüyle yok edebilmemiz mümkün olamamıştır. Vektörlere karşı kullanılan kimyasal maddeler tehlikeli bir kirlilik etmenidir. Vektörlerin direnç kazanmalarını ve çevre kirliliğini önleyebilmek için bu gibi maddelerin çok dikkatli ve denetimli kullanılması gerekir. Günümüzde vektörlerle savaşabilmek için biyolojik yöntemlerden yararlanılmaya çalışılmaktadır. Sivrisineklerin kurtçuklarını yiyerek beslenen özel cins balıkları bunlara örnek olarak verilebilir. Bitkiler ve hayvanlar biyolojik çevrenin önemli bir öğesidirler. Hayvanlar alemindeki tüm canlıların varlıkları bitkilere bağlıdır. Güneş enerjisinden yararlanarak bitkilerce fotosentez olayının gerçekleştirilmesi besin zincirinin başlangıcını oluşturur. Ekolojik dengenin korunmasında bitkilerin oynadığı rol daha önceki bölümlerde açıklanmıştır. Ancak bazı bitkiler diğer canlılar üzerinde zehirli etki yapabilirler.
Hayvanlar sağlık açısından önemlidirler. İnsan ve hayvanların ortak hastalıkları vardır. Bunlara zoonoz denmektedir. Bu hastalıklar insanlara doğrudan hayvanların eti ve derisiyle temasla, etinin yenmesi ya da sütünün içilmesiyle bulaşabilmektedir. Brusella, kuduz, şarbon gibi hastalıklar zoonoz hastalıklardır. Yani hayvanlardan insanlara bulaşabilirler
Hayvansal ve bitkisel gıdalar
Gıdalarla ilgili olarak üretimden tüketime kadar hemen her aşamada kirlenme riski vardır. Ürün olarak elde edilmesi, saklanmasına ve depolanması, taşınması ve daha sonraki sunma ve tüketilme aşamalarında besinlerin kirlenme riski oldukça yüksektir.
Mikroorganizmaların gelişmesine elverişli özellikteki gıdalarda, herhangi bir nedenle etken gıdaya bulaştığında, yeterli ısı ve süre sağlanacak olursa aşırı miktarda etken üreyebilir. Eğer bu gıda toksin ve mikroorganizmaların yok edilmesini sağlayacak işlemlere tabi tutulmayacak olursa, tüketiciler tarafından alınan bu gıdalar sağlığın tehlikeye düşmesine neden olacaktır.
Besinlerle bulaşan hastalıklarda temel etken insan ve hayvan dışkısıyla bulaşan hastalıklardır. Besin sağlığı sorunlarının çözümü ile çevre koşullarının olumlu hale getirilmesine yönelik önlemler birbirini bütünlemektedir.
Besinlerin etkeni taşıyan kirli sularla sulanarak yetiştirilmesi, kirli sularla yıkanması, kirli kaplarda saklanması, etkenin bulunduğu sularda yaşayan bazı deniz hayvanlarının etinin yenmesi, gıda hazırlayanların ve işleyicilerin etkeni besinlere taşıması en önemli kirlenme yolları arasında sayılabilir.
3. Sosyal çevre
Sosyokültürel çevre de sağlıkla bağlantılıdır. Sosyal kültürel ve ekonomik bir çok etken sağlığı olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir. Diğer çevre sorunlarının çözümünde önemli adımlar atmış olan gelişmiş ülkelerde bile önemli sosyal çevre sorunları olabilir. Sağlıksız kentleşme, sosyal güvencenin olmaması, toplumsal dayanışmanın özellikle aile bireyleri arasındaki dayanışmanın kalkması önemli sosyal sorunlara yol açabilir.
Diğer canlılar içerisinde ekolojik dengenin ya da ekosistemin değişiminde en büyük zorlamayı yapan canlı insandır. Bazı hastalıkların büyük oranda azalmış olması yalnız tıp bilimindeki ilerleme değildir. Bu hastalıkların ortadan kalkmasında bir çok ekolojik faktör etkilidir. Yani insanoğlunun varlığını ve çokluğunu etkileyen bazı ekolojik öğeler vardır. Bu ekolojik öğelerde insan sürekli belirleyici ve yönlendirici olmuştur. Oluşturduğu yapay çevre ortamının ona sağladığı olumlu ya da olumsuz faktörler vardır. İnsanoğlu sahip olduğu olanakları diğer canlıların ve tüm çevrenin zararına kullanmıştır. Bataklıkları kurutmuş, sivrisinek yuvalarını ilaçlamıştır.
Ancak bataklıkların kurutulmasına bağlı sazlıkların yok edilmesi sonucu bir takım hayvan gruplarının göç yönünün değişmesine neden olduğu gibi, bazı kuş türlerinin de ortadan kalkması sonucunu vermiştir. Öte yandan yaptığı ilaçlamalar sonucunda dirençli sivrisinek gruplarının üremesine de neden olmuştur. Görülüyor ki insanın çevre ile ilgili uygulamaları, çevreye büyük zararlar da verebilmektedir. Değişik üretim süreçleri, sanayileşme, insan nedenli afetler önemli çevre kirliliklerine neden olabilir.
Çevre kirliliğine yol açan durumlar: Çevre kirliliği fiziksel, biyoloji ve kimyasal kirlenme olarak sıralanabilir.
1. Fiziksel kirlenme: Gürültü, sıcaklık, radyasyon gibi etmenler çevrede bulunduğunda sağlığa zararlı kirletici birer öğe haline gelirler.
2. Kimyasal kirlenme: Her yıl yüzlerce yeni kimyasal madde insan kullanımına sokulmaktadır. Bu maddeler çevrede biriktiğinde önemli kimyasal zararlara yol açabilir. Bu kimyasal maddelerin düşük miktarda olmaları da önemli olmayabilir. Çünkü söz konusu maddeler canlı vücuduna girdiklerinde belirli dokularda birikebilir. Buna biyolojik büyüme denmektedir.
3. Biyolojik kirlenme: Hastalık etkeni minicanlıların (mikroplar) su, hava ve toprağa bulaşması biyolojik kirlenme olarak tanımlanmaktadır.
Tifo; kolera gibi hastalıklar su ve besinlerle yayılmaktadır. Tetanoz toprakla yayılmaktadır. Grip, kızamık, verem gibi hastalıklar ise hava yoluyla yayılmaktadır.
Çevre Koruma:
Çevreye yönelik olarak alınması gereken önlemler tüm toplumun katılımını gerektirir. Teknik araç gereç ve yetişmiş değişik meslek elamanlarının işbirliğini gerektirir.
Bu uygulamalarda aşağıdaki yaklaşımlar çok önemlidir:
- Zararlı çevresel etkenin önlenilmesi,
- Etkenin zararsız hale getirilmesi,
- Etkenin yayılımının önlenmesi
- Etkenden korunma
Çevre sağlığı bir çok meslek grubunun ekip hizmeti sunmasını gerektiren önemli bir sağlık sorunudur. Bir çok sektörün işbirliği olmadan çevre sağlığı sorunlarının çözümü mümkün olmaz. Toplumun ekonomik yapısı, ekonomik kalkınma çabaları ile bağlantılı olup, kentleşme süreci ile de yakından ilişkilidir. Bunun sonucunda başlangıçta alınacak koruyucu önlemler pahalı gibi görünürse de, sonradan bozulan çevrenin düzeltilmesiyle ilgili çabaların maliyeti ve olumsuz sonuçlan göz önüne alındığında daha ucuz bir yöntemdir. Çevrenin korunması ve bozulan çevre koşullarının düzeltilmesi, çevrenin sağlığa uygun hale getirilmesi ancak toplum bireylerinin bilinçli desteği ile mümkündür.