Deri Kanserleri
Deri, insanın çevresindeki değişikliklere karşı ilk koruyucu mekanizmadır. Bu nedenledir ki, ultraviyole, X ışınları, deri kanserlerinin oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Solunum yoluyla veya deri üzerine temas suretiyle vücuda alınan maddelerin, deride depo edilmesi veya deri yoluyla salgılanmaları kanser yapıcı olabilir. Deri kanserlerinin görülme sıklığı ülkeden ülkeye ve ırktan ırka değişiklik gösterir.
Riskfaktörleri
Deri kanserleri, beyaz ince derili, güneşte bronzlaşamayan, sarı saçlı mavi gözlü kişilerde fazla görülmektedir. Bilhassa İrlandalı, İskoçlar ve Kelt kanı taşıyanlar da deri kanseri sık görülmektedir. Deri kanserlerinin görülme sıklığı ultraviyole ışınlarına maruz kalma derecesine göre yükselme gösterir. Güneş ışınlarının kansere sebep olabileceği 1896 yılından beri bilinmektedir. Son zamanlarda deri kanserlerinin görülme sıklığında bariz bir artma görülmektedir. Bu, II. Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllar içinde, ultraviyole ışınlarına maruz kalmadaki artmaya bağlanmaktadır. Beyaz ırk insanlarının güneşli bölgelere göçleri ve tatil alışkanlıklarının değişmesinin bunda önemli rolü vardır. Çalışanların tatillerini güneşli bölgelerdeki deniz kıyılarında geçirmeleri ve bronzlaşmanın moda olması, turizm şirketlerinin ucuz kısa paket programlarla desteklemelerine bağlamak mümkündür.
Ozon tabakasının tedrici olarak tahribatı neticesi ultraviyole ışınlarının geçişindeki artmaya bağlı olarak deri kanserlerinin artması olasılığı ileri sürülmektedir. Henüz bu durumun son yıllardaki deri kanserlerinin artmasından sorumlu olduğu tam kanıtlanmamıştır. Eğer ozon tabakasındaki tahribat devam ederse kanserlerin görülme sıklığında artma olacağı kaçınılmaz görülmektedir. Arseniğin deri kanseri yaptığı eskiden beri bilinmektedir. Arsenik, endüstride birçok yerlerde; örneğin cam yapımında, haşere fotoğraf endüstrisinde, maden cevheri işlenmesinde kullanılmaktadır. Bazı bölgelerde içme sularının arsenik ihtiva etmesi de kanser sebebi olmaktadır. Petrol ürünlerinin kanser sebebi olduğu da ispat edilmiştir.
Sebebi ne olursa olsun, iyileşmeyen yaralar, iyileşmeyen bacak ülserleri, kanser gelişmesine zemin hazırlarlar. Mekanik tahrişler, deride ve mukozalarda kanser oluşumuna sebep olurlar. Bozuk takma dişlerin, piponun ve sigaranın yaptığı tahrişler buna en iyi örnektir.
Deri kanserleri kötü huylu hastalıklar arasında en sık görülenidir. 65 yaşa kadar olan nüfusun yaklaşık %45-50′ sİnde en az bir deri kanseri görüldüğü düşünülmektedir. Deri kanseri geçiren kişilerin %50 sinde ikinci bir deri kanseri gelişmesi olasılığı vardır. Şu anda, şüphe yoktur ki, deri kanserleri sık görülmekte ve daha çok sık görülecektir. Bu kanserlerden ölüm oranını azaltmak hatta ortadan kaldırmak için erken ve doğru tanı koymak gerekmektedir.
Lezyonların kolayca görülmesi, yavaş büyümesi, uzun süre lokalize kalması nedeniyle, özellikle erken teşhis ve tedavi edilen deri kanserlerinin metastaz (uzak bölgelere yayılma) olanağı ortadan kalkmakta, kozmetik sonuç da mükemmel olmaktadır. Bu nedenledir ki kişilerin iyileşmeyen yaraları veya sivilce benzeri yeni çıkan şüpheli lezyonları tespit ettiklerinde hekime mutlaka gitmeleri gerekir.
Deriden çok değişik isimler altında kanser gelişiyorsa da bu kısımda derinin en üst tabakasından (epidermis) gelişen Bazal hücreli ve skuamoz hücreli kanserlerden bahsedilecektir.
Bazal Hücreli Deri Kanseri
1827’den beri bilinmekte olan Bazal hücreli kanser insan yaşamı boyunca en sık görülen kötü huylu hastalıktır. Bazal hücreli kanser terimi göreceli olarak lokalize tabiatta olan yapılar için kullanılmaktadır. Bazal hücreli kanser olgularının %99’u beyaz ırktandır. Çin, Japon ve diğer Mongol ırklarında daha az, zencilerde daha nadir görülmektedir. Bazal hücreli kanser kıllı deri üzerinde çoğunlukla güneşe maruz kalan yerlerde görülürse de güneşin tümör oluşmasında tek başına etkisi olmadığı da düşünülmektedir. Tümör fazla güneşe maruz kalmayan, kısmen gölge sahalarda da gelişebilir.
Bazal hücreli kanserlerin vücut dağılımı: 1.Baş,boyun (%75-burun üzeride %30) 2. Kol ve bacaklarda (%16) 3- Gövde(%9)
Bazal hücreli kanser görülme sıklığı yaşla birlikte artış gösterir. Bunda bağışıklık sisteminde zayıflama ve kanser yapıcı maddelerle artan temas rol oynar. Bağışıklık sistemi baskı altında olan kişilerde bazal hücreli kanser daha kötü seyreder. Yavaş büyüyen ve kaide olarak metastaz yapmayan derinin kötü huylu bir tümörüdür.
Belirti ve Bulgular
Lezyonlar birkaç milimetre büyüklüğünde şeffaf inci tanesine benzeyen l-2mm. yükseklikte bir kabarcık olarak başlar. Zamanla bu lezyonlar keskin sınırlı bir sivilce, içi su dolu gibi görünen kabarcık, derine doğru ilerleyen üzeri kabuklu yara şeklinde, ortası çukur sertlik veya kırmızı renkli üzeri hafif kepekli lezyon şeklini alarak çeşitli klinik tiplerde görülürler.
Hastalarda en sık deri renginde veya kahve renkli sivilce veya su dolu kabarcık şeklinde görülen klinik tipleri görülmektedir (%45.)
Tanı
Lezyonun iyice incelenmesi ve biyopsi ile kesin tanı konulur.
Tedavi
Etkili tedavi, erken tanı ve uygun tedavi seçimiyle yapılır. Erken tanı konulan ve tedavi edilen vakalarda iyileşme yüzdesi 95– 100‘dür. Tedavide, birinci prensip; yüksek risk taşıyan şahısların korunması ve gözaltında bulundurulması, ikinci prensip; hastanın yaşına, lezyonun yerine, büyüklüğüne, hastanın isteğine göre uygun yönteminin seçilmesidir. Üçüncü prensip tedavi uygulandıktan sonra hastanın takibidir.
Tekrarlama olup olmadığı yeni lezyon gelişip gelişmediği araştırılmalıdır. Tedavide amaç, tam iyileşme sağlamak, iyi kozmetik netice elde etmek olmalıdır.
Tedavi yöntemleri cerrahi (lezyonun tamamen çıkartılması), elektrocerrahi, krioterapi, kemoterapi (topikal 5 Fluorauracil kremi yüzeyel bazal hücreli kanserlerde başarılıdır, Topikal İmİquİmod İse yeni bir tedavi ajanıdır çalışmalar devam etmektedir), radyoterapidir.
Lezyonun boyutlarına, lezyonun yerine, hastanın yaşına, tedavinin maliyetine göre hastaya uygun yöntem seçilir. Bu tedavi yöntemlerinin tümü başarılıdır.
Seyir
Bu kanser türleri zaman içinde genişlerler. Büyüme hızları genellikle düşüktür. Bazen, tümör hızlı gelişir ve genişler. Tümörün malign (kötü huylu) karakteri her zaman akılda tutulmalıdır. Lokal harabiyet yapma kapasitesi yüksektir. Metastaz yapmaya muktedirse de metastazı çok nadir görülür.
Skuamoz Hücreli Deri Kanseri
Kötü huylu bir tümördür. Derinin üst tabakasında bulunan keratinosit adı verilen hücrelerden gelişir. Skuamoz hücreli kanser; bazal hücreli kanser de olduğu gibi beyaz derili şahıslarda sık görülür.
Cinsiyet
Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülmektedir. Erkeklerde daha sık görülmesi, erkeklerin dışarıda çalışmalarına bağlanmaktaysa da bu tablo yavaş yavaş değişecektir. Skuamoz hücreli kanserlerin metastaz yaptıkları bilinmektedir. Fazla güneşe maruz kalmanın belirtileri olan kuruluk, kırışma ve aktinik keratozlann (bir çeşit cilt Lezyonu) varlığı skuamoz hücreli kanserin gelişmesinde önemli rol oynar.
Albinolarda skuamouz hücreli kanser gelişme riski çok yüksektir.
Belirti ve Bulgular
Skuamoz hücreli kanser daha önce sıklıkla güneş ışınlarına maruz kalarak tahribata uğramış deride gelişir. Tipik olarak hasta yaşlı erkektir ve en sık görülen yerler de el üstü, ön kol, yüz ve boyundur. Güneş ışınlarının zararlı tesirlerine uğrayan deride gelişen skuamoz hücreli kanserler diğer bölgelerde gelişenlerden (mesela mukozalarda) daha az metastaz yaparlar. Eğer skuamoz hücreli kanserin gelişmesine sebep olacak kimyasal maddeler, radyasyon gibi faktörler yoksa gerçek anlamda metastazlar nadir rastlanır.
Skar dokusu ve İyileşmeyen yaralar üzerinde gelişen skuamoz hücreli kanserlerde metastaz yapma olasılığı fazladır. Skuamoz hücreli kanserler en sık dış ortama açık kısımlarda, deri mukoza birleşim yerinde, alt dudakta, yüzde, el üstlerinde, meme başlarında, genital organlarda, bacaklarda, saçlı deride, kulaklarda, ensede, koltuk altlarında görülürler. Tipik lezyon yüzeysel, sert, siğile benzer yuvarlak ve zeminden kabarık, donuk kırmızı renkte görülebileceği gibi, üzeri kabuklu yara halinde de görülebilirler. Bazen karnabahar gibi bir görünüm kazanır.
Tanı
Skuamoz hücreli kanser tanısı koymak için lezyondan biyopsi alınmalıdır.
Tedavi
Tedavi yöntemleri cerrahi (lezyonun tamamen çıkartılması), elektrokoter, krioterapi, radyoterapidir. Lezyonun boyutlarına, lezyonun yerine, hastanın yaşına, tedavinin maliyetine göre hastaya uygun yöntem seçilir. Bu tedavi yöntemlerinin tümü başarılı kabul edilebilir.
Seyir
Skuamoz hücreli kanserler vücudun başka bölgelerine atlayabilen (metastaz) yapabilen ve ölüme sebep olabilen tümörlerdendir. Metastaz riski lezyonun normal görünen deride, mukozal yüzeylerde, yanık izleri veya kronik ülserler üzerinde gelişmesine göre değişmektedir.
Deri kanserlerinden korunma
Deri kanserleri oluşma riski yüksek olan ince ve açık renk derili şahısların güneşten korunmaları gerekir. Bu korunma erken çocukluk çağında başlamalıdır. Güneşten koruyucuların muntazam olarak kullanılması, kişilerin güneşte çalışmaları veya oynamalarının engellenmeleri suretiyle yapılmalıdır.
Açık renkli yetişkin kişiler, uzun süreli güneşe maruz kalma hikayesi veriyorlarsa, bunların muntazam aralıklarla muayene edilmesi, deri kanserlerinin hazırlayıcısı olan aktinik keratoz, deride kuruluk, esneklik kaybı gibi belirtiler varsa daha da titiz davranmak gerekmektedir. Yapılan çalışmalarda, muntazam SPF 15 yüze, boyuna ve kollara 18 yıl gibi bir sürede uygulandığında %78 sıklığında deri kanserlerini görülmesinde azalma olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenledir ki güneşten korunmaya, erken çocukluk çağında başlanmalıdır.