Epilepsi (Sara) Hastalığı Nedir?
Epilepsi, tekrarlayan nöbetler durumunu tanımlayan, eski Yunanca’da yine nöbet geçirme anlamına gelen “epilambanein” kelimesinden türetilmiş bir terimdir. Aslında adından da anlaşılacağı üzere, bir hastalıktan ziyade, bir çok nedene bağlı ortaya çıkabilecek, beyindeki ani, anormal ve aşırı elektrik aktivite sonucu ortaya çıkan geçici davranış ve/veya şuur değişikliği durumlarını tanımlar.
Yaş
Her yaşta görülür.
Cinsiyet
Her iki cinsiyette de benzer sıklıkta görülür.
Risk Faktörleri
Genetik yatkınlık, zor doğum, bebeklikte ateşli havale geçirme (özellikle uzun ve/veya tek taraflı), kafaya şiddetli darbe, metabolik – hormonal bozukluklar, alkol veya ilaç bağımlısı olup aniden kesme, beyin tümörleri, özellikle yaşlıda beyin damar tıkanıklıkları veya kanamalarına bağlı felçler sonrası, beyin ve beyin zarı iltihapları (menenjitler – ensefalitler), gebelik zehirlenmeleri, beyin damar anomalileri, beyin gelişimsel anomalileri gibi daha burada hepsinden bahsetmenin güç olduğu onlarca durum epilepsi nöbetlerine neden olabilir.
Belirti ve Bulgular
Belirti ve bulgular değişkendir. Saniyeler veya birkaç dakika süren ayakta atlatılan boş bakma, şuur kayıpları olabileceği gibi, aniden öne veya arkaya düşme, kasılma, çırpınmalar, idrar kaçırma, dil ısırmalarının eşlik ettiği yaralanmalara yol açan ağır nöbet tipleri de vardır [primer veya sekonder jeneralize (yaygın) nöbetler]. Bazen hasta nöbetin geleceğini anlar, buna aura denir ve kendini kollayacak zamanı bulur. Şuur kayıpları sırasında ağızda çiğneme hareketleri, ellerde bazı otomatik hareketler ve hatta aynı kelimeleri söyleme gibi “otomatizmalar” ortaya çıkabilir (kompleks fokal nöbetler). Bazen hiç şuur kaybı olmadan bazı garip hisler veya algı bozuklukları veya tek taraflı kasılmalar olur geçer (basit fokal nöbetler). Bazen tüm nöbetler uykuda olduğundan hasta hiçbir şeyden haberdar değildir ve ona sorsanız bir şikayeti yoktur. Aile veya şahitlerden alınacak hikaye bu nedenle çok değerlidir. Çünkü çoğu zaman hasta atak sırasında olup biteni hatırlamaz. Nöbetlerin beş dakikadan uzun sürede sonlanmaması durumuna “status epileptikus” denir ve acil müdahale gerektirir.
Tanı
Önce ayrıntılı bir hikaye (hastadan ve hasta yakınından veya nöbetleri görenlerden) alınmalıdır. Fizik muayene ve nörolojik muayene de bir çok açıdan hekime yardımcıdır. Mesela vücutta yaygın sütlü kahve renginde doğuştan olan cilt lekelerinden fazlasıyla varsa (altıdan çok) tuberoskleroz gibi cildi ve beyni tutan genetik bir durumdan şüphe edilebilinir.
Elektroensefalogram (EEG) beyin elektriğini kaydeden bir cihazdır. Nöbetler arasında veya nöbet sırasında bu kayıtlar elde edilir ve epileptiform tabiatta anormal elektriki deşarjlar gösterilmeye çalışılır. Unutulmaması gereken, EEG normalken epilepsi hastası olunabileceği gibi, epilepsisi olmayanlarda bile nadiren epileptiform anomalilerin bu tetkiklerde ortaya çıkabileceğidir. Video EEG monitorizasyon tekniği ile hastayı yatırarak günlerce EEG çekmek ve nöbetleri kaydetmek mümkündür. Bu tetkik, gereken hastalarda kullanılır ve her hastaya şart değildir. Manyetik resonans görüntüleme (MRG) beyindeki anormallikleri gösterir ve beyin tomografisine (BT) göre üstündür.
Kan tahlilleri ise metabolik – hormonal bozuklukları gösterir. Nadiren epilepsiye yol açan durumu aydınlatmak için genetik çalışmalar da yardımcı olur. Tanı koyarken epilepsiyi taklit eden durumlar (psikojenik bayılmalar = konverisyon, dolaşım sistemine bağlı baygınlıklar = senkop, uykuda yürüme, uykuda sıçramalar, bazı migren tipleri, geçici beyin beslenme bozuklukları = geçici iskemik ataklar) akılda tutulmalıdır.
Tedavi
Nedeni biliniyorsa altta yatan nedenin tedavisi planlanır. Yine de nöbet önleyici (antikonvülsan – antiepileptik) ilaçlar başlanması gerekebilir. Hastanın bu ilaçları önerilen şekilde düzenli kullanması gerekir. Düzenli kullanılmasına rağmen nöbet oluyorsa ilaç dozları ve alımı düzenlenir, bazen birden çok çeşitte epilepsi ilaçları aynı anda kullanılması gerekebilir. İlaçlara rağmen nöbetler oluyorsa hastanın epilepsi konusunda özelleşmiş bir merkezde ayrıntılı incelenmesi gerekir. Hasta yatırılarak ve video-EEG monitorizasyonla nöbetlerin kaydedilmesi sonucu % 10-20 oranındaki hastaların nöbetlerinin aslında epilepsi nöbeti olmadığı, psikolojik tabiatta olduğu veya kalp-dolaşım problemlerinin bu duruma neden olduğu anlaşılmaktadır.
Nöbet kayıtlamalarından sonra bazı hastaların nöbet tipine uygun olmayan antiepileptik ilaç kullandıkları anlaşılabilinir ve uygun ilaç almaları sağlanarak nöbet kontrolü gerçekleşir. Bu incelemeler sonucu epilepsi hastalarının bir grubuna epilepsi cerrahisi uygulanabilmektedir. Uyarıcı pil takma denemeleri veya ketojenik diyet önerileri de epilepsi tipi ve şiddetine göre epilepsi merkezlerinde önerilebilmektedir.
Seyir
Epilepsi nedenine ve tipine göre değişir. Eğer nöbetlere kanda kalsiyum ya da şeker düşüklüğü (hipokalsemi, hipoglisemi) neden olursa yalnızca bu durumların tedavisi ile nöbetler ortadan kalkar. Bazı epilepsi tipleri iyi huyludur ve yalnızca bir yaş döneminde görülür ve sonradan ortadan kalkarlar. Genelde epilepsi hastalarının %70-80’i epilepsi ilaçlarını uygun doz ve şekilde alırlarken nöbet geçirmezler. Dört yıl nöbetsiz oldukları zaman ilaç kesimi aylar içinde yavaşça gerçekleştirilebilinir. Ancak %30-40 hastada nöbetlerin yeniden tekrarladıkları bilgisi hastaya ilaç kesiminden önce verilmeli, bunu kabul edenlerde denenmelidir. Juvenil myoklonik epilepsi denilen bir alt tipinde (sıçramalarla giden) ilaçla nöbetler kolaylıkla dursa da ilaç kesimi önerilmez, çünkü %96 oranında ilaç kesimi sonrası nöbet tekrarlar. Hekim ile epilepsi çeşitlerine (alt tiplerine göre) epilepsinin gidişi, ilaç kullanım süresi, kesimi tartışılmalıdır. İlaçlara rağmen nöbetlerin devamı durumunda “ilaca dirençli epilepsi” tanısı konularak hastanın epilepsi konusunda uzmanlaşmış bir merkeze sevki gerekir.
17yaşında kızım nöbet geçirdi EEG sini yaptırdım sonuç jeneralize epileptiform anomali çıktı nedir
Hocam cevap vermedin çok merak ediyorum ne olur yanıt verkızım rahatsızlığı nedir