Radyolojik Tanı ve Tedavi

Radyolojik Tanı Ve Tedavi Yöntemleri:

1) Geleneksel (Konvansiyonel) Radyolojik Yöntemler:

Direkt Grafi: X ışını (röntgen) kullanılarak herhangi bir vücut bölgesinin iki boyutlu görüntüsünün alınması anlamı taşır.Tüm konvansiyonel tetkiklerin temelini oluşturur.

ÖMD (Özofagus-mide-duodenum) Grafisi: Sindirim sisteminin üstteki bölümünün (yemek borusu-mide-oniki parmak bağırsağı) incelemesi olarak adlandırılır. Hastaya altı saat aç kaldıktan sonra gaz yapıcı tablet ve veya baryumlu kontrast madde (boyalı madde) içirilerek X ışını ile filmler alınmasıdır. Bu organların iç yüzeylerini görünür hale getirme amacı taşır.

İnce Bağırsak Pasaj Grafisi: İnce bağırsakların kontrast madde içirilmesi ile elde edilen filmleridir. Hastaya baryumlu kontrast madde içirilerek boyanın ince bağırsaklarda ilerleyişi doktor tarafından belli aralıklarla izlenip filmleri çekilir. Kontrast madde kalın bağırsaklara geçtiği esnada film çekilip tetkik sonlandırılır. Çekimin süresi, verilen kontrast maddenin kalın bağırsağa geçiş süresine göre değişir.

Kalın Bağırsak (Kolon) Filmi: 1-2 gün lavman (bağırsakların boşaltım amaçlı yıkanması) ile bağırsak temizliği sonrası makattan boya (hava ve/veya baryum) verilmesini takiben değişik pozisyonlarda kalın bağırsak direkt filmlerinin alınmasıdır. Yukarıda tanımlanan bu tetkikler, sindirim sisteminin ülser, iltihap, ur (tümör) gibi lezyonlarının saptanmasında ilk basamak olarak kullanılmaktadır.

İVP (İntra Venöz Pyelografi): IVP tetkiki, damar yolu ile verilen boyanın (kontrast maddenin) böbrekler tarafından süzülmesi esasına dayanan, böbrekler, idrar yollan ve idrar kesesinin röntgen filmi ile görüntülenmesi yöntemidir. Böbreklerin süzdüğü boya (kontrast madde) idrar yollan ve idrar kesesini doldurarak bu yapıların görünür hale gelmesini sağlar. Tetkik idrar torbası dolana kadar aralıklı alınan direkt kann grafilerinden oluşur. Bu tetkik ile taş ve urlar (tümörler) saptanabilir.

HSG (Histero Salpingo Grafi): Rahim ve tüplerin, rahim içine kontrast madde (boya) verilerek direkt grafi ile değerlendirilmesidir. Kadın-Doğum muayenesine (litotomi pozisyonu) benzer pozisyonda işlem yapılır.

Mamografi: Mamografi meme dokusunun röntgen ışınlanyla görüntülenmesidir. Her zaman (rutin) kullanılan X-ışını tüplerinde değişiklikler yapılarak, hastanın daha az radyasyon alması sağlanmıştır. Mamografi belli yaştan sonra (40 yaşın üstünde) tarama testi olarak, memede bir kitle ele geldiğinde, meme başında akıntı görüldüğünde, meme derisindeki değişikliklerde, memeden parça alma (biyopsi) işleminde kitlenin yerini belirlemek (lokalizasyon) amacıyla kullanılabilir.

2)Ultrasonografi (USG):

İnsan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanarak organların ve yüzeyel tüm dokuların görüntülenmesinde yaygın olarak kullanılan etkili bir tam yöntemidir. Ultrasonda radyasyon (X -ışını) kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde rahatlıkla kullanılabilir. Cihazdan gönderilen ses dalgalan, hasta vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma farklılıkları organdan organa değişir. Yansıma farklılıklarına bağlı farklı görüntüler ortaya çıkar. Normal yapılar içindeki anormal oluşumlar (ur, iltihap,taş vb.) ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir ve tam koymak mümkün olur.

Doppler USG: Sesin hareket eden yapılardan yansırken frekans değişikliği göstermesinden yararlanılarak görüntü oluşturan ultrasonografi yöntemidir. Doppler incelemeleri, normal ultrasonografi cihazları kullanılarak damarsal yapıların incelenmesi amacı ile yapılır. Kan akımının miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı (pıhtı vs.) akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir.

3) Bilgisayarlı Tomografi (BT):

Bilgisayarlı tomografi, yine x-ışını (röntgen) kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. Direkt grafiden farklı olarak vücudun kesitsel (enlemesine) yapısını (anatomisini) ortaya koyar. İnceleme sırasında hasta bilgisayarlı tomografi cihazının masasında hareket etmeksizin yatar. Masayla beraber cihazın açıklığından geçerken hızlı bir şekilde görüntüler alınır. Cihaz bir bilgisayara bağlıdır. X-ışını kaynağı incelenecek hasta etrafında 360 derecelik bir dönüş hareketi gerçekleştirirken cihaz açıklığı boyunca dizilmiş dedektörler tarafından x-ışını demetinin vücudu geçen kısmı saptanarak elde edilen veriler bir bilgisayar tarafından işlenir. Bilgisayarlı tomografi organların, yumuşak doku ve kemiklerin şekil ve yerleşimini oldukça net gösterdiğinden diğer görüntüleme yöntemlerinden daha erken ve doğru şekilde birçok hastalığın teşhisini sağlamaktadır.


BT Anjiyografı (BTA): Damardan boya verilerek BT çekilir gibi tüm vücût damarlarının gösterilmesidir. Kalp (koroner) ve beyin damar hastalıklarına bu şekilde tanı konulmaktadır.

4) Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG,MR)

BT den farklı olarak X ışını (radyasyon) kullanılmaz. Manyetik alan kullanan özel bir makina ile organların görüntüleri alınır. Bu inceleme tekniğinde manyetik bir alan içerisinde incelenmek istenilen bölgeye radyo dalgalan gönderilir. Radyo dalgalarının uyardığı hücrelerdeki hidrojen atomlarının ürettiği enerji sayılara dönüştürüldükten ve bir bilgisayarca işlendikten sonra bir görüntüye dönüştürülür. X-ışınları kullanılmadığından radyasyon tehlikesi yoktur. MRG ile bir çok planda görüntü alınabilir. Üç boyutlu görüntüleme sağlanabilir.

MR anjiyografi: BTA’ye benzer şekilde yine damardan boya vererek MR ile anjiyografi görüntüleri elde edilir. BTA ye göre daha az güvenilir olmakla birlikte radyasyon içermemesi ve böbreklere zararlı boya verilmemesi nedeniyle zaman zaman tercih sebebidir.

5) Anjiyografi (DSA)

Anjiyografi vücut damarlarının X ışınlan ile görüntülenmesi demektir. Damar içine da-marların görünür hale gelmesini sağlayan boya (kontrast madde) verilerek, özel röntgen cihazlan yardımıyla DSA adı verilen filmler elde edilir. Anjiyografi sayesinde organları besleyen damarlar görüntülenerek damar hastalıkları veya bu damarlardan beslenen organlara ait tanı koydurucu bilgiler edinilir. Ayrıca elde edilen bilgiler doğrultusunda anjiyografi tedavi amaçlı olarak da kullanılır. Anjiyoplasti (balonla daralmış damarlan açma) bunun klasik bir örneğidir. Bu sayede cerrahi tedavi gerektiren birçok hastalık, cerrahi ve narkoz (genel anestezi) riskleri olmaksızın tedavi imkanı bulmaktadır.

6) Girişimsel Radyoloji

Tıbbi görüntüleme sistemlerindeki gelişmeler ile hastaya en az risk yükleyecek girişimler ile tedavi uygulamaları mümkün hale gelmiş ve “girişimsel radyoloji” adı verilen yeni bir bilim dalı ortaya çıkmıştır. Bu sayede pek çok lezyona ameliyatsız, görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda ulaşıp biyopsi yapmak, damar tıkanıklıklarında ve darlıklarını balon ile genişletmek, stent uygulamaları ile herhangi bir organdaki darlığı gidermek mümkün olmaktadır. Girişimsel radyolojik işlemler özelliklerine göre çeşitli görüntüleme yöntemlerin rehberliğinde (US,BT,DSA) yapılmaktadır. Hasta ve yapılacak işlem için en uygun sistem, uygulamayı yapacak uzman hekim tarafından seçilmektedir.

 

Yorum yapın